20. Bölüm

286 13 13
                                    

(Sehun)

Onu öptüğüme inanamayarak eve girdim. Aldığı hediye epey ağırdı. Teyzem cipsleri ve cebimdeki şişliği sordu. Bu tasoları kimseye gösteremezdim.

"O nedir?"

"Hediye..."

"Açmadın mı?"

"Evde aç dedi teyze."

"Aç o zaman."

"Olmaz. Odama gideceğim."

"Görmenizde ne sakınca olabilir ki?"

"Şey... İçinde not varmış. Okuyup geleceğim."

"Tamam, bekliyoruz."

Kutuyu açtığımda şaşkındım. Zengin olması böyle şeyler yapabileceği anlamına gelmiyordu.

Bir süre bekleyip eve vardığına emin oldum. Sonra rehberden onun adını buldum.

"Sehun? Bir sorun yok değil mi?"

"Kocaman bir sorunumuz var Bay Park."

"Sorun nedir Bay Oh?"

"Bu ne Chanyeol? Delirdin mi sen?"

"Açmadın mı hala? Anlamadım."

"Açtım."

"Beğenmedin mi?"

"Bunu herkes beğenir ama..."

"Ama?"

"Bu hayvan gibi bir oyun bilgisayarı Chanyeol. Yani çok pahalı. Neden böyle bir şey yaptın?"

"Bilgisayarında oyun oynamadığını biliyorum. Baban aldığı ve bir daha ne zaman geleceği belli olmadığı için kıyamıyorsun."

"Sen bunu nereden biliyorsun?"

"Jongin'i biraz zorlamış olabilirim."

"Yine de bu kadar pahalı bir hediye almamalıydın."

"İçinde bir müzik dosyası var. Sevdiğim şarkıları doldurdum."

"Ne?"

"Bir de... Kutunun içinde başka hediyeler de olacaktı. Görmedin mi?"

"Tanrım! İnsanlar bunlara deli gibi para veriyor. Bütün oyunları koymuşsun. Çok şanslıyım. Öyle değil mi?"

"Eğer oyunlarımı seversen sana dergi arşivinden tüm sayıları getiririm. Belki en başından okumak istersin."

"Şirketin sahibini tanımak büyük ayrıcalık öyleyse?"

"Tabi ki öyle."

"Bu kağıtlar ne?"

"Bir çeşit hile ama bunu sadece sen yapabilirsin."

"Nasıl yani?"

"Online oyunların linkleri ve parasını arttıracak kodlar yazıyor. Bolca eğlen."

"Teşekkür ederim ama..."

"Yine ne var?"

"Ailem de bunu kabul etmeme izin vermez. Bu çok fazla."

"Ailenin haberi var. Böyle bir şey yapmadan önce onlara danıştım. Başka bir sorun var mı?"

"Böyle olman her şeyi zorlaştırıyor."

Bunu sesli söylediğimi fark edince dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Ne dediğini anlamıyorum?"

"Hiç... Önemli bir şey değildi."

"Öyleyse yatağına yerleş ve bilgisayarınla oyna hm?"

"Tamam, duştan sonra yapacağım. Teşekkür ederim noel baba."

"Önemli olan tek şey mutluluğun. Ben az sonra yatacağım ama bir sorun olursa beni ara. Tamam mı? Uyandırmaktan çekinme."

"Tamam, iyi uykular."

"Sana da."

Annemlerin yanına gidip hediyemi gösterdim. Buna nasıl izin verdiklerine anlam veremiyordum. Anlaşılan Bay Park kendini sevdirme konusunda gerçekten çok iyiydi.

Duştan çıktığımda, söylediği gibi yatağıma yerleştim. Bilgisayarı kucağıma çekip kağıda uzandım. Online oyuna üye oldum: Mr. Oh.

Sokaklarda gezilen bir oyundu. Bir sürü insan vardı. O kadar farklı aksesuarları vardı ki, onlardan satın almak için para kodunu kullanmamak elimde değildi. Bunu herkes yapardı.

'Bay Oh! Burada olmana sevindim. İyi eğlenceler!'

Oyunda boş bir ormandaydım. Salıncakta oturmuş kodları kağıtta yazdığı şekilde girmeye çalışıyordum. O anda sarı saçlı ve takım elbiseli bir karakter yanıma geldi: CY-P. Kafasında yeşil bir sohbet balonu belirdi. Tanrım!

'Sen misin gerçekten?'

'Evet bebeğim. Seni görmek için bekliyordum. İyi eğlenceler!'

'İyi uykular!'

Ertesi gün okul olması umurumda bile değildi. Oyunda durmadan aksesuar alıyor, sınırsız paranın tadını çıkarıyordum. Sonra cd kutularından birini aldım. Simülasyon oyunları da ilgimi çekiyordu. Tam onu yükleyecekken online oyunlardan biri dikkatimi çekti. Sınırsız oyun puanı ve para için kod vardı.

Dövüş oyunlarını seviyordum. Fakat bu oyunu hiç oynamamıştım. Sadece arkadaşlarımdan duymuştum. Dünya çapında ilgi gördüğünü biliyordum.

Saatler sonra bilgisayarı kapatmak için doğruldum. Sonra onun şarkılardan bahsettiğini hatırlayıp masa üstündeki SC klasörüne tıkladım. Cidden!

Klasörde en sevdiğim şarkılardan oluşan uzun bir liste vardı. Müzik zevkimizin aynı olması da bir tesadüf müydü?

Telefonumda aynıları olmasına rağmen SC klasörünü olduğu gibi telefonuma attım. Sonra bilgisayarı bırakıp yatağa yerleştim.

Doğum günümü sadece Jongin'in ailesi, annem ve teyzemle kutlardım. Babamın en son ne zaman geldiğini bile hatırlamıyordum. Yüzünü hatırlamadığım gibi...

Bugün, yıllar sonra ilk kez, doğum günümü kalabalıkla kutlamıştım. Aslında böyle şeylere fazla takılmazdım. Fakat onun yaptığı şey çok sevimliydi.

Uykuya dalmadan önce gözümün önünde gülümsemesi belirdi. Yixing'in de gamzesi vardı. Ama ilk kez onunki bana bu kadar büyüleyici geliyordu. Buna aşk mı deniyordu?

Just Us To ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin