(Chanyeol)
Erkenden uyanıp Sehun'u aradım. Telefonu kapalıydı. Açtığında görmesi için WhatsApp'tan mesaj attım. Mesaj iletilince tekrar aradım. Fakat yine kapalıydı. Anlaşılan uçak moduna almıştı.
Canım bir şeyler yemek istemediği için şirkete gittim. O yokken ev bomboş geliyordu.
Olanları düşününce kalbimin hızlanmasına engel olamıyordum. Buna nasıl karar verdiğini bilmiyordum, ama o artık bana aitti. Kesinlikle benimle evlenecekti.
Aslında Sehun çok olgun bir kişiliğe ve oturmuş bir karaktere sahipti. Fakat onunla ilgili en sevdiğim şey, zaman zaman çocuklaşmasıydı. Cips yerken kendinden geçmesi, midesi rahatsız olsa da inatla zararlı şeyleri yemek istemesi ve çaktırmadan ağzına attığı şekerler... O her şeyiyle bir bütündü ve ben içinde her zaman yaşattığı çocuğu seviyordum. Böylece kendimi onun yanında asla yaşlı hissetmeyeceğimi biliyordum.
Sehun'la ilgili değişmemesini dilediğim tek şey buydu. Gelecekte, kocaman bir iş adamı veya dans eğitmeni olsa bile, onunla çocuklaşabilmek en sevdiğim şey olacaktı.
Boş odamda öylece camdan dışarı baktım ve Seul'e tekrar acıdım. Gencecik yaşında koşturan bir sürü insan ve binalarla dolu sokaklar... Bu çok acınasıydı.
"Gelebilir miyim?"
"Gel Luhan."
"Instagram hesabınızda bir video paylaşacaktınız."
"Doğru.. Oyunla ilgili, değil mi?"
"Evet."
"Bu arada, tatile kaç kişi gitmeyi ve ne kadar kalmayı istediğini belirledin mi?"
"Sanırım evet. Bunu size iki gün kala bildirsem olur mu?"
"Olur tamam."
Videoyu paylaştıktan sonra gelen mailleri inceledim. Birkaç görüşme vardı. Reklam anlaşması için herkes randevu istiyordu. İşin doğrusu, ben sırf oyunlarla ilgili bilgi almak için para verip dergiyi alanlara, sayfalar dolusu reklam göstermek istemiyordum. Bu yüzden bu konuda fazla seçiciydim.
İşlerim bitince arkama yaslanıp saate baktım. Sehun'un çıkış saati yaklaşıyordu. Bir saat sonra onu okuldan almaya gidecektim.
Yaklaşık on dakika sonra biri kapımı çaldı. Luhan'ın imzalatacağı evraklar bitmemiş miydi?
"Gelin lütfen."
Kapıyı açanın Sehun olduğunu görünce heyecanla yerimden kalktım.
"Gelebilirim değil mi? Luhan müsait olduğunu söyledi."
"Gelebilirsin tabi ki, bunun için sormana gerek yok."
Yanına gidip kollarımı etrafına sardım. O kadar özlemiştim ki, saatlerce öyle kalmaktan asla şikayet etmeyecek durumdaydım.
"Çok özledim Sehun."
"Şey... Ben konuşmaya geldim."
"Ne konuda bebeğim?"
Koltukların olduğu yere götürdüm. Dikkatle baktığımda kızarmış gözleri ve mor halkalarıyla karşılaştım. Sonra endişeyle yanağına dokundum.
"Neyin var bebeğim? Kötü bir şey mi oldu?"
"Chanyeol ben..."
"Evet?"
"Ayrılmak istiyorum."
"Tanrım! Ben de bir şey var sandım."
"Ne dediğini duymuyor musun?"