(Sehun)
Eğlenceli sohbetimizin arasında Yixing aniden donup kaldı.
"Ne oluyor?"
"Bir dakika ufaklık. Patronum geldi. Umarım beni görmez."
"Bana ufaklık demeyi kesmezsen burada olduğunu belli ederim."
Dönüp gözlerime baktı. Neden dehşete kapıldığını bilmiyordum ve anlamıyordum.
"Beni görmemesi gerek. Sanırım eve gitmeliyim."
"Daha yeni geldik Yixing. Ayrıca geç saate kadar kalmama izin yok. Ben bu halde bile çıkıyorum."
"Tamam Sehun, gitmeyeceğim."
Yixing bizim liseden arkadaşımızdı. O ve Jungkook aynı sınıftaydı. Bizden tam üç yaş büyüklerdi. 21 yaşına geldiğimde onlar kadar başarılı olacağıma emin değildim. Onlar gerçekten harika şeyler başarmışlardı. Ben ikinci yabancı dilimi bile öğrenmekte zorlanıyordum.
"Patronun hangisi?"
"Şuradaki kırmızı takım giyen."
Wooowww!!! Tanrım! Bu, neden donup kaldığını açıklıyordu. Şekilli saçları, muntazam burnu, bu ışıkta bile parlayan gözleri, rahat duruşu, nasıl kullanacağını bildiği elleri, konuşurken ustaca kıvrılan dudakları ve o özenle yerleştirilmiş çukur... Böyle bir patron sadece hediye olurdu.
"Tanrım!!! Ahahahaha!!! Ağzının suyu akacak."
Jongin bana bakıp gülüyordu. Ona öldürücü bakışlarımı gönderirken, umursamazca omzumu silktim. O benim için sadece bir idol olabilirdi. Örnek alabileceğim bir abi... Hıh! Ne diye bir iş adamına ağzımın suyu akacakmış! Ayrıca henüz fark ettiğim şey az sonra eminim i Jongin'i şok edecekti.
"Saçmalama Jongin. O kim bilir kaç yaşındadır."
"Bu bir soru mu? Yixing senin için cevaplasın."
"Yirmi altı yaşında."
Yixing yanıtlayınca güldüm.
"Baba parasıyla hava atan ukala tiplerden biri olmalı."
Hayattaki tek amacı buymuş gibi onu savunmaya başladı.
"Bu onun kendi başarısı, ailesiyle görüşmüyor."
"Onunla fazla yakın olmalısın."
"Tabi ki hayır Sehun. Kuzenim yıllardır onunla çalışıyor."
"Bu kıyafetlerle nasıl patron olmuş acaba?"
"Onu şirkette görsen ağzın açık izlerdin."
"Nedenmiş o?"
"Çalışanları ona inanılmaz saygı duyuyor. Böyle göründüğüne bakma. Onu bir de ışıklı bir ortamda izle."
Jongin tekrar gülerek arkasına yaslandı.
"Birileri aşık olmuş. Tanrım! Yixing sen ona aşıksın."
"Hayır, sadece hayranım. Ben onun yanında çalışmak için çırpınıyorum. O ise kocaman bir şirketin sahibi... Anlatabildim mi?"
"Pekala, öyle olsun."
Onlar konuşurken kırmızı kıyafetli ilah yerinden kalktı. Yixing'e bakarak gülümsüyordu. Zavallı arkadaşım bunun farkında bile değildi.
"Merhaba!"
Selam verdiğinde Yixing panikle ayağa kalktı ve eğilerek selamladı.
"Merhaba efendim!"
