22. Bölüm

289 16 1
                                    

(Chanyeol)

Son üç gündür Sehun'u görmüyordum. Spor yaparken, duş alırken, yemek yerken, evrak imzalarken ve insanlarla görüşürken aklımda sadece o vardı. Fakat onun konuşacak vakti yoktu. Jongin'le sürekli ders çalışıyorlardı.

Bugün ikisi de mola vermeliydi. Çünkü çalışkan asistanımın doğum günüydü.

Sehun'la son görüştüğümüzde onlardaydık. Ailesiyle birlikte akşam yemeği yedikten sonra, odasına gidip bilgisayarında oyun oynamıştık. Artık beni gerçekten terslemiyordu.

Planımın ilk aşaması için telefonumu çıkardım. Tabi ki önce Luhan'ı arayacaktım.

"Efendim?"

"Luhan, neredesin?"

"Şey... Şirketteyim."

"Sana izin vermiştim."

Tam tahmin ettiğim gibi işinin başındaydı.

"Ailemin önceden verilmiş bir sözü vardı. Bu yüzden Çin'e gittiler. Tek başıma oturmak istemiyorum. Fakat izin verirseniz erken çıkacağım."

"Sana zaten izin verdim Luhan. Özel değilse neden erken çıkacağını sorabilir miyim?"

"Önce saçlarımı boyatacağım. Sonra da yemeğe gideceğim."

"Randevun mu var?"

"Hayır ama birileri randevumun bir parçası olmaya çalışıyor. Bu yüzden meşgul olmalıyım."

"O zaman saçlarınla işin bitince bana gel."

"Neden?"

"Bir arkadaşımla görüştüm. Yeni bir oyun fikri var. Seninle bunu konuşmalıyız. Bir de Japonya'dan biri beni aradı. Sanırım oyunumuzu dergisinin yanında promosyon olarak vermek istiyor."

Luhan'ı evime getirmek için resmen saçmalama sınırlarımı zorluyorum.

"Bu çok saçma."

"Biliyorum."

"Tamam, geleceğim."

"Ah kapatmadan... İyi ki doğdun Luhaaan!! İyi ki doğdun Luhaaan!"

"Bay Park..."

"Seni doğum gününde çalıştırdığım için üzgünüm. Senin için pasta almamı ister misin?"

"Gerçekten mi?"

"Evet, çalışırken bir mum üfleyecek vaktin olur. Hem bu dilek şansı yılda bir kez var. Değil mi?"

"O zaman bir şımarıklık yapıp çikolatalı çilekli minik pastaya hayır demem."

"İçecek? Şarap? Bira? Karışık meyve suyu?"

"Karışık meyve suyu! İçersem size yardım edemeyebilirim."

"Anlaşıldı, çok çalışma. Görüşürüz!"

"Görüşürüz!"

Telefonu kapatıp hemen pasta şefini aradım.

"Merhaba Bay Park. Ben de sizden haber bekliyordum."

"Pastada şeker hamuru kullanmanı istemiyorum. Bol bol çikolata ve çilek olsun. Üç katlı olmalı. Paris teması kusursuz görünmeli."

"Özel olarak istediğiniz bir şey var mı? Dekor olarak yani."

"Var, kalemin hazır mı?"

"Evet, not alıyorum."

"Aşıklar köprüsünü biliyor musun?"

"Namsan'daki gibi kilitlerin olduğu yer mi?"

"Evet, o köprüyü yapın. Louvre müzesi ve Eyfel Kulesi kesin olsun."

Just Us To ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin