~Five~

9.3K 349 203
                                    

P.S: Bu mükemmel şarkı ile bölümün pek alakası yok.

"Anne? Baba?"

Soru sorar bir şekilde hitap etmiştim çünkü burada olmaları oldukça tuhaftı. Annem bakışlarını Shawn'dan çekip bana baktı. Aradan ne kadar zaman geçerse geçsin, bu kadın hiçbir zaman yaşlanmıyordu ya da çirkin görünmüyordu. Her zaman güzeldi. Belki de bu görüntüsünü, sürekli yaptırdığı botoks ve estetiklere borçluydu.

"Annen mi? Ablan sanmıştım."

Shawn'un iltifatından sonra annemin yüzündeki şaşkınlık yerini gülümsemeye bırakmıştı. Ah, klasik Veronica Foster! İltifat edildiği zaman karşısındaki kişi azılı bir katil bile olsa ona sempati duyar ve onun dünyadaki en iyi insan olduğu kanısına varırdı. Shawn, annemin mükemmel damat adayı listesinde şu anda zirvedeydi.

"Erkek arkadaşın mı Carly?"

Hayır anne. Torununun babası, demek isterdim. Bunu söylediğimde üçünün de suratında oluşacak ifadeyi görmek için ise her şeyimi verebilirdim. Ama söyleyemezdim. Hiç değilse bu konuyu ciddiye almalıydım.

"Okuldan arkadaşım, Shawn. Birlikte ders çalışmamız gerekiyordu."

Babam hala etrafta var olan dumanları ve kokuyu fark ettiğinde oldukça gür olan kahverengi kaşlarını çattı.

"Çalışmanız gereken ders kimya mıydı? Deneye yanlış bir madde falan mı eklediniz, buranın hali ne?"

Sanırım espri yeteneğimi babamdan almıştım. Bu söyledikleri oldukça komikti ama benim dışımda kimse gülmüyordu. Belki de şaka yapmıyordu.

"Sayılır baba. Dondurulmuş bir pizzanın fırında belirli bir derecede, kaç dakikaya kadar normal kokusunu ve tadını koruyabileceği hakkında kendi çapımda yaptığım bir deneydi."

Shawn ve babam bu söylediğime benimle birlikte gülerken annem ise sorgular biçimde bana bakıyordu. Sanırım azarlama kısmına geçmiştik.

"Kaç yıldır öğrenemedin mi Carly? Neden bu kadar dikkatsizsin?! Ya yangın çıksaydı, o zaman ne yapacaktın?"

Ortalık kızışacaktı çünkü kendimi tutabileceğimi sanmıyordum.

"Muhtemelen ölürdüm anne. Ve sizin haberiniz bile olmazdı. Gerçi umurunuzda da olmazdı. Hem söylesenize, neden geldiniz? Ortaklarınız ile toplantınız mı var? Yoksa önemli biri mi evleniyor?"

Sesimi yükseltmiştim çünkü hak ediyordu. Tanrı aşkına, onlar için önemli olmadığımı yaptıkları -daha doğrusu yapmadıkları- şeyler ile zaten yeterince belli ediyorlardı ve şimdi de bana mı kızıyordu? Bunu yapamazdı. Çocuğu ile ilgilenen ve her an yanında olan aileler bunu yapabilirdi ama onlar yapamazdı.

Elini doğal sarı saçlarına daldırdığında büyük ve güzel dişleri ile alt dudağını ısırıyordu. Bir şey söyleyip söylememek arasında gidip geldiği belliydi.

"Palmerlar iki gün sonra büyük oğlu Jack'i evlendirecek. Düğün öncesinde de onlar ile bizim için önemli olan bir iş hakkında konuşmak için bir yemek ayarladık."

Bu söyledikleri şaka değildi. Dudaklarıma alaycı bir gülümseme yerleştirdim.

"Beni hiçbir zaman yanıltmıyorsunuz, Bayan Foster. Teşekkür ederim!"

Bir şey söylemesine fırsat vermeden hiç bitmeyecekmiş gibi gelen ahşap merdivenleri çıkıp odama girdim. Kapıyı büyük bir gürültü çıkaracak kadar sert bir şekilde çarpmak istemiştim ama sorunları olan bir ergen izlenimi vermek istemiyordum.

•Guess What? ~Shawn MendesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin