"İstediğin yerde uyuyabilirsin."
Salondaki geniş ve lacivert renkte olan köşe koltuğa kurulurken elinde tuttuğu soğuk su dolu bardağın tek bir damlasını bile dökmemek için dikkatli bir şekilde hareket ediyordu.
Ben, koltuğun diğer yanına geçip uzanırken o da yerdeki kumandayı alıp televizyonu açtı. Etrafa göz attıktan sonra uyuyacağım yere karar verdim.
"Sanırım burada uyuyacağım. Sen ne zaman uyumayı düşünüyorsun?"
İlgisini çekecek bir kanal bulmak için zaplarken ağzını eli ile kapatmış esniyordu.
"Bilmiyorum. Neden sordun?"
"Giderken televizyonu kapatmasan olur mu?"
Söylediğim şeye kahkaha atarken uykusu açılmış gibiydi.
"Yoksa korkuyor musun?"
İki elini havaya kaldırıp hayalet rolü yaparken sesini de değiştirmişti.
"Böö. Ben Bloody Mary'im. Bu gece, o güzel suratını mahvedeceğim."
Doğrulduğum gibi yanımdaki kırlenti aldım ve ona fırlattım.
"Lanet olsun, Shawn! Yapma!"
Sesim oldukça ciddi ve yüksek çıkmıştı. Aklıma gelen düşünceler yüzünden ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.
Shawn'ın eğlenen suratı da bu halimi görünce kaybolmuştu. Doğrulup elindeki boş bardağı önümüzdeki siyah renkteki orta sehpaya koydu.
"B-ben üzgünüm, bu kadar ciddi olduğunu bilmiyordum."
The Notebook'u izlerken bile bu kadar ağlamamıştım ama şimdi sebepsizce bir aptal gibi ağlıyordum. Konuşmaya başladığımda, kelimelerime arada istemeden ağzımdan çıkan hıçkırıklarım da eşlik ediyordu.
"Lily ve ben, o çok sevdiği için sürekli korku filmleri izlerdik. Korkuyorum demek istemediğim için her gün, o saçma korku filmlerini onunla birlikte izlerdim. Bilirsin, hiçbir şeyden korkmayan ve hiçbir şeyi umursamayan biriyim."
Kızardığı konusunda şüphem olmayan gözlerim ile ona baktım. Dikkatle beni dinliyordu ama söylediklerimi anlıyor muydu, emin değildim. Yine de devam ettim.
"İzlerken o kadar etkilenmezdim ama o gittikten sonra, evde tek kaldığım için her şey bana korkunç gelmeye başlardı. Pikeyi kafama kadar çekip uyumak için gözlerimi sımsıkı kapatırdım."
Sanki hala öyle yapmıyormuşum gibi anlatmıştım. Burnumu çekip elimin tersi ile gözümdeki yaşları sildim. Neden anlatmıştım bunu ona? Hem de ona... Hamilelik insana her şeyi yaptırıyordu. Kendimi gülümsemeye zorladım.
"Öyle işte. Saçmalıktan başka bir şey değil."
Sessiz geçen bir iki dakikanın ardından-burun çekme seslerimi saymazsak- yerinden kalktı.
"Gerçekten saçmalıkmış." deyip başka bir odaya geçti.
Yaptığım bu aptallık için kendime küfürler ediyordum. Bunun sonucunda, onun gözünde bir aptal konumuna düşmüştüm. Üstelik, kendim hakkında Lily'nin bile bilmediği sırlarımı ona anlatmıştım.
Kumandayı alıp tekrar koltuğa uzandım ve Cartoon Network'u açtım. Telefonumdaki bildirimlere bakarken keşke bakmasaydım düşüncesi ile huzursuz bir şekilde kıpırdandım.
Annemden mesaj ve cevapsız çağrılar...
Veronica Foster: Carly, neredesin? Yarın yemekte sen de olacaksın. Reddetmek gibi bir seçeneğin yok. Akşam 7'den önce evde ol.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•Guess What? ~Shawn Mendes
FanfictionBilin bakalım ne oldu? Hamileyim ve bebeğimin babası okulun çapkın ve yakışıklı öğrencisi Shawn Peter Raul Mendes. Bunu sır olarak saklamayı düşünüyordum. Ama bilirsiniz bu hayatta işler her zaman planladığımız gibi gitmez.