"O neden bizimle gelmek zorundaydı ki?"
İstemediğini belli eden bakışları, karşımızda oturan Caleb'in üzerindeyken benim duyacağım bir şekilde söyleniyordu. Ayağım ile bacağına küçük bir tekme attım.
"Şşş! Sessiz ol, duyacak."
Belini büktü ve acı ile yüzünü buruşturup bacağını tuttu. Rol yapamıyordu. O kadar da sert vurmamıştım.
Caleb ise olan bitenlerden habersiz, Bebe Rexha'nın Self Control şarkısına başı ile eşlik ediyor ve aynı zamanda etrafındakileri izliyordu.
Nasıl burada olduğumuzu düşündüm.
Shawn'a, beni kaçırmak ister misin, diye sorduğumda " Tabii ki de istemiyorum." deyip beni eve göndermişti.
Eve geçtiğimde aileme yemek hazırlamaları konusunda yardımcı oldum. Daha doğrusu sadece yemeklerin tadına bakıp "Tuzu az olmuş, az pişmiş." tarzında şeyler söyledim. Bunlar da yardımdan sayılırdı.
Annemin benim için aldığı ve giymem konusunda ısrarcı olduğu elbiseyi denediğimde bu kadar abartıya gerek duymadığım için kendi kıyafetlerimden giyindim. Bunun için annemle uzun bir süre tartıştık.
Bay ve Bayan Palmer ve oğulları, benden bir yaş büyük olduğunu annemden öğrendiğim, Caleb geldiğinde onları karşıladık.
Sıkıcı iş konuşmaları yapılırken ben sadece yemeğe odaklanmıştım. O kadar çok ve hızlı yiyordum ki arada dikkatleri dağılıyordu ve bana bakıyorlardı.
Annem kendine gel bakışları ile bana bakarken pek umursadığım söylenemezdi. Sonuçta benim beslemem gereken bir bebeğim vardı.
Karnımı doyurmaya çalışırken kapı çaldığında ben baktım. Gelen kişinin kim olduğunu görünce kalp krizinden ölmüş büyükannem Abigail'i görmüş kadar sevinmiştim. Shawn! Kurtarıcım.
"Düşündüm de...belki de seni kaçırabilirim. Okuldakilerin bir kısmı, okulun yakınındaki gece kulübüne gidecekmiş. Belki Teresa da gelir."
Sonrasında ailem Caleb'i de yanımızda götürmemizi istedi ve şimdi de buradaydık işte. Aslında amaçlarını anlamıştım. Caleb ve beni baş göz etmek istiyorlardı. Yoksa annem beni yanlarında asla istemezdi.
"Bu çocuğa ısınamadım."
"Sen şuna kıskanıyorum desene. Yakışıklı biri ve geldiğimizden beri herkesin gözü onda. İlginin üzerinde olmasını istiyorsun."
Söylediklerim canını sıkmıştı. Önündeki tekilayı tek seferde bitirdi.
"Ama üzülme. Sen de idare edersin."
Bir şey söylemedi ve etrafa baktı. Canı daha da sıkılmış gibiydi.
"Sanırım seni boşuna kaçırdım. Teresa falan yok."
Ben de onun gibi bakınırken kapıdan içeriye giren ve gerçekten güzel olan Teresa'yı gördüm. Mini bir bordo elbise giymişti ve kahverengi saçları elbisesinden daha uzundu.
Shawn'ın kızın güzel bacaklarını gördüğünde gözlerini alamayacağından emindim.
Tişörtünü çekiştirip gözlerim ile Teresa'yı işaret ettim.
"Geldi."
Shawn, Teresa'ya büyülenmiş gibi bakıyordu.
"Gerçekten çok güzel. Hadi, başla." derken Caleb de neye baktığımızı merak edip arkasını döndü.
Pek ilgisini çekmemiş olacak ki fazla bakmadan tekrar eski pozisyonunu aldı. Şaşırmıştım. Hangi erkeğin ilgisini çekmezdi ki?
Yerimden doğrulurken jeanimin artık dar geldiğini fark ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•Guess What? ~Shawn Mendes
FanfictionBilin bakalım ne oldu? Hamileyim ve bebeğimin babası okulun çapkın ve yakışıklı öğrencisi Shawn Peter Raul Mendes. Bunu sır olarak saklamayı düşünüyordum. Ama bilirsiniz bu hayatta işler her zaman planladığımız gibi gitmez.