~Fifteen~

7.6K 313 289
                                    

Sarhoş olup olmadığından emin olamadım veya şu an şaka yapıp yapmadığından.

"Kendimi işe yaramaz ve değersiz biri gibi hissediyorum. Bana öyle hissettiriyorsun." dedi derin bir nefes verirken.

Galiba ciddiydi. Onu hiç böyle görmemiştim. Üzerinde bir etkim olduğunu bilmiyordum. Onu iyi ya da kötü fark etmeksizin etkileyebildiğimi bilmiyordum.

"Shawn..."

Mideme giren ani bulantı yüzünden söyleyeceğim şeyi tamamlayamadım. Her zamanki bulantılarımdan değildi ve karnıma bir şeyler batırıyorlarmış gibi hissediyordum. Bu nefes almamı güçleştiriyordu.

"Evet?" derken soru sorarcasına vurgulamıştı.

"Tanrım, iyi hissetmiyorum." dedim elim ile ağzımı kapatırken. Sanki böyle yapınca kusmayacakmışım gibi.

Shawn, acele ile kalkıp yanıma geldiğinde elini alnıma koydu.

"Çok soğuksun ve terlemişsin, Carly. Bu normal değil."

Ölecekmişim gibi hissediyordum. Sanırım, Tanrı beni Luke'a yaptığım aptal şaka yüzünden cezalandırıyordu.

"Hastaneye gidiyoruz." deyip beni kaldırmaya çalıştı fakat yürüyebilecek ne gücüm ne de isteğim vardı.

"Bunu tekrarlayacağımızı düşünmüyordum." dediğinde ne söylemek istediğini anlayamadım ta ki beni kucağına alana kadar.

"Sen kilo almışsın."

Bu sefer haklıydı. Beni en son kucağına aldığından beri kilo aldığımı ben de hissediyordum. Ama şu an konumuz kilo almam ya da kucağında taşımasının romantikliği değildi.

Büyük ihtimalle ölecektim. Hiç değilse bebeklerimin yaşaması için içimden dua ediyordum ama ben ölürsem bu imkansızdı.

"Sanırım kusacağım." 

"Omuzuma kustuğunu söyleme. Bu hissettiğim sıcaklığın midenden çıkan sıvılar olmadığını söyle. Lütfen, bunu yapmadım de."

Evet, maalesef yapmıştım ve artık Shawn'ın söylediği şeyleri anlayamıyordum. Kulaklarım duyma yetisini kaybederken görüşüm de kararıyordu.

•••

Gözlerimi açtığımda bir müddet nerede olduğumu anlamaya çalıştım. Beni rahatsız eden ışık, üzerinde uzandığım sert bir yatak ve ayakta endişeli bir şekilde bana bakan Shawn.

"Hey, sonunda kendine gelebildin."

En son ne yaşadığımı hatırlamaya çalıştım. Evet, Shawn'ın üzerine kusuyordum. Kustuğum yere baktığımda hala sweatshirtünün üzerinde duruyorlardı. Tanrım, bu çok utanç vericiydi.

Aklıma gelen düşünce ile üzerimdeki pikeyi çektim ve karnımı tuttum.

"Onların iyi olduğunu söyle, Shawn! Lütfen, iyiler de!"

Yüzündeki ifade hiç hayra alamet değildi. Ellerini saçlarına götürdükten sonra yanıma gelip elimi tuttu ve sıkıntı ile nefesini verdi.

"Carly, üzgünüm."

"Ne? Ne demek üzgünsün? Saçmalamayı kes ve bana onların iyi olduğunu söyle."

Başka bir cevap gelmedi. Deli gibi ağlıyordum. Bu olamazdı. İsimlerini bile düşünmüştüm. Onlara uyumadan önce hangi masalları okuyacağımı, odalarının hangi renk olacağını, birlikte hangi çizgi filmleri izleyeceğimizi. Ama şimdi hepsi anlamsızdı. Kime benzediklerini bile göremeden onları kaybetmiştim.

•Guess What? ~Shawn MendesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin