Sabah telefonumun çalmasıyla uyanmıştım. Beni kimse arayamazdı.
Telefonu elime aldığım da Jungkook'un aradığını görünce gözlerimi büyülttüm. Neden aradığını biliyordum. Açıp açmamak arasında kaldım. Parmağım yanıtla tuşuna gidince doktor Now'un dedikleri aklıma geliyordu. Ama açmalıydım. Çünkü Jungkook'un kötü hissetmesini istemiyordum.
Yanıtla tuşuna bastım ve telefonu kulağıma götürdüm.
"Açtın?"
Sesini özlemiştim.
"Açtım."
"N-nasılsın?"
"Neden aradığını biliyorum, Jungkook."
"P-Peki bu konu da ne düşünüyorsun?"
Gülmemek için kendimi zor tuttum. Bu nasıl bir soru böyle?
"Sana güveniyorum, Jungkook."
"Ciddi misin?"
"Ciddiyim."
"Neden böyle birşey yaptı anlamadım. Eve gelmişti, neden geldiğini de anlamadım. İçeri aldım giderken de ben farketmeden evdeki şişeleri toplayıp çıkmış."
"Açıklama yapmana gerek yok. Ben sadece sadece sana güveniyorum. Ona değil."
Aramız da bir sessizlik olunca bu sessizliği ilk ben bozdum.
"Bir de... Özledim galiba. Yıldızların, sabahları ve güneşi özlediği gibi."
Nasıl gidiyor? Aklım da mükemmel bir kurgu var. Sizce bu kurguyu Taelice'ye mi yazayım yoksa yine Jenkook mu olsun?
Vote vermeyi unutmayın. Sizleri seviyorum muah bb.
🐰♥️🐱