Şükürler olsun ki artık haftasonu gelmişti. Sadece uyumayı düşünüyordum ki telefonumun çalmasıyla lanet ederek yatakta doğruldum. Yanıma baktığımda boş olduğunu görmemle suratım düştü. Telefonu alıp hoseokun aramasını cevapladım.
-Efendim?
+Neredesiniz Jungkook?
Bir süre bekleyip etrafa bakındım. Sabahları biraz allak bullak oluyordum.
-Evdeyiz Hoseok
+Güzel, kahvaltını yaptıktan sonra abime çaktırmadan atacağım konuma gel. Yakın zaten. Seni Yoongiyle tanışırtıracağım.
Derin bir nefes aldım. Jimine nasıl çaktırmayacaktım? Kolay olmayacaktı.
-Pekala, gelmeye çalışırım.
+Tamam şimdi kapatıyorum. Görüşürüz.
-Görüşürüz Hoşik
Telefonu kapatıp komidine geri bıraktım. Vücudumu esneterek yataktan kalktım.
Odadan çıktığımda direk burnuma gelen koku ve kulağıma dolan sesle gülümsedim. Kokudan çok ses dikkatimi çekmişti.Yavaş adımlarla merdivenlerden indiğimde tam duvarın orada durdum.
Jimin şarkı söyleyerek kahvaltıyı hazırlıyordu. " promise " söylüyordu.
Kenardan onu izliyordum ki bir anda arkasını dönmesiyle duvara yapışmam bir oldu. Kafamın duvara çarpmasıyla tok bir ses çıktı. Beynimin sarsıldığını hissetmiştim."Hassiktir.."
Sesi çoktan kesilmişti ve yerini kıkırdamaları almıştı. Başımı ovuşturarak yanına ulaştığımda elini saçlarıma daldırdı.
" çok mu acıdı?"
Sandalyelerden birine oturdum.
" ayağım kaydı merdivendeyken o yüzden şey oldu.. Acımıyor bile.."
O da karşıma oturduğunda başıyla onaylamıştı. Ama hiç öyle görünmüyordu. Gülmemek için zor tutuyor gibiydi kendini. Hep rezil olmak zorunda mıydım?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Brother~ -jikook-
Fanfiction"Soyadımı üvey kardeşim değil, eşim olarak almanı istiyorum Jungkook"