Dudağımın yandığını hissetmemle inledim. Jimin özür dileyerek pamuğu çektiğinde ellerimi durması için ona siper ettim.
"Lütfen Jimin, iyiyim ben yapmayalım bunu!"
Ellerimi tek eliyle tutup kaldırdığında yüzüme yaklaşmasıyla gözlerimi kapadım. Kıpırdarsam daha çok acıyacaktı. Yavaş hareketlerle dudağımın kenarına pansuman yapıp ellerimi serbest bıraktı.
Çekileceğim sırada beni durdurup dudağımın kenarına bant yapıştırdı.
Tekrardan kalkıyorum ki tutup belime kollarını sardı. Yapacağı şeyi bekliyordum. Dudağımın kenarını, bantın üstünden, öptü. O bana yaklaştıkça mayışıyordum ve istemsiz gözlerim kapanıyordu.
Sesiyle gözlerimi açtım.
"Özür dilerim. Seni orada bırakmamalıydım.."
Yüzünü ellerimin arasına aldım.
"Hayır Jimin, cidden neden kendini suçlu hissediyorsun? Senlik bir şey yoktu. Ayrıca iyiyim ben"
Gözlerimiz buluştuğunda gülümseyerek çekildi.
"Sana bir şey vereceğim gözlerini kapat"
Dediği şeyle ikiletmeden gözlerimi kapadım. Bir kaç hışırtı sesiyle yanıma geldiğinde gözlerimi açmamı söylemesiyle açtım.
Gözlerimi açar açmaz karşıma çıkan küre tek tek zihnimde olanları canlandırıyordu.
Ondan hoşlanmaya başladığım zamanlar-lisedeyken- hep yanında geziyordum. Kuyruğu gibiydim. O da genellikle bundan rahatsız olmazdı. Hatta habire beni yolda durdurup fotoğraf çekerdi. Hala da yapıyordu...
-Flashback-
"Hey, Jungkook baksana çok tatlı çıkmışsın~"
Somurtarak gözlerimi fotoğraftan çektim.
"Ifşalarımı çekmeyi kes Jimin Hyung!"
Gülerek durdu.
"Lanet olsun çok şirinsin, bunu paylaşacağım!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Brother~ -jikook-
Fanfiction"Soyadımı üvey kardeşim değil, eşim olarak almanı istiyorum Jungkook"