Uçağa binerken sıkı sıkı Jiminin elini tutuyordum. Daha doğrusu tüm tırnaklarımı eline geçirmiş olmalıydım. Bunu düşündüğümde elimi biraz gevşettim.
Koltuklara oturduğumuzda Jungkook can kenarına geçmişti. Ben korkuyordum ve asla cam kenarına geçmezdim. Bu yüzden diğer tarafa oturmuştum. Hoseok ve Yoongi de arkamıza oturdu.
Jiminin elini uçuş boyunca asla bırakmamayı düşünüyordum. Kalp atışlarım hızlandığında derin nefesler almaya başlamıştım.
Elimi çekip ayağa kalktım.
"Vazgeçtim ben eve gideceğim! Tatil falan istemiyorum ben."
Jimin elimden tekrar tutup çektiğinde koltuğa geri oturmuştum. Kemerimi bağlayıp yanağımdan öptü. Arkaya baktığımda Hoseok ve Yoonginin kafa kafaya uyuduklarını gördüm. Çok tatlı gözüküyorlardı.
Uçağın kalkma anonsunu duyduğumda yutkundum. Telaşla jimine baktım.
"Jimin, kalkıyoruz Jimin!"
Elini daha sıkı tuttuğumda sakin olmam için bir şeyler söylüyordu. Sonunda kalktığımızda tuttuğum nefesimi bıraktım. Havada olmak da beni korkutsa da havalanırken ve inerken çok korkuyordum. Jimin gülerek omzuma başını yasladı.
"Tanrım Jungkook.. Bebek gibisin, benim bebeğimsin.."
Boğazımı temizleyerek elimi gevşettim.
***
Sonunda inmiştik. Yeri bile öpebilirdim. Valizleri alıp havaalanından çıktığımızda Hoseok navigasyondan otele bakmaya başladı. Jiminin telefonu çaldığında istemeden kulak misafiri olmuştum.
Annem aramıştı. Yakında babamın geleceğini ve bizim ilişkimiz hakkında konuşacağını söyledi. Ayrıca hala o kızla görüşmesini istiyordu.. Danbi..
Aklıma geldikçe kötü hissediyordum zaten. Bir ailem daha yıkılacaktı.. Bunun olmaması gerekiyor... bir de ben Jiminle amerikaya gelmiştim..
Jiminin elimi tutmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım.
"uykun mu var bebeğim?"
Başımı evet anlamında sallayıp elimi çektim. Ne yapacağımı bilmiyordum ama ondan uzak durmalıydım. Bir an önce şu iki günün geçmesini istiyordum. Çünkü eve gidip çıkmadığımızı ayrıldığımız falan söylesek ailede sorun olmazdı. Ama yüzleşmeye korktuğum için de bitmemesini istiyordu bir yanım.
Jiminin elini bırakınca tekrar tutup bana döndü.
" bir şey mi oldu?"
Elimi tekrar çekip kollarımı birleştirdim.
"Hayır. Sıcak elim terliyor.."
Hoseok buldum diye bağırarak hızlı hızlı önden yürümeye başlayınca arkasına takılmıştık. Aptla beş saattir navigasyona bakıyor nereye gideceğimizi anlamaya çalışıyordu.
Sonunda otele geldiğimizde herkes odalarına dağılmıştı. Hoseok hemen hazırlanıp bir yerlere gitmeyi istiyordu. Fakat onu ikna etmiştim. Biraz uyumaya ihtiyacım vardı. Tuvalete girip kıyafetlerimi değiştirdim. Tuvaletten çıktığım gibi yatağa girdiğimde belimdeki kollarla irkildim. Kollarını ittirdiğimde daha sıkı sarmıştı.
"Jungkook artık ne olduğunu anlatacak mısın?"
Derin bir nefes verip gözlerimi kapadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Brother~ -jikook-
Fiksi Penggemar"Soyadımı üvey kardeşim değil, eşim olarak almanı istiyorum Jungkook"