Bardan içeri girdiğimizde kulaklarımı kanatan sesle yüzümü buruşturdum. Çok sesliydi.Tamam ilk defa bara gelmiyordum fakat bara sık sık gelmezdim hayatımda en fazla 2 kere gitmişimdir.
Masaya çıkıp dans eden yarı çıplak kızları görünce daha çok buruşturdum yüzümü. Cidden bana göre bir yer değildi. Bir tarafı böyle hareketliyken diğer tarafı sadece oturup içki içip yemek yiyen insanlarla doluydu. Bu iki alanın arasında küçük bir duvar ve duvarın yanında içkilerin olduğu raflar barmen ve tabureler vardı.
Masaların olduğu tarafa ilerleyip bize el sallayan adamlara doğru yürüdük. Hepsiyle tokalaşıp oturduktan sonra yüzlerini incelemeye başladım.
3 adam bir kadın vardı. Bir tane adam Leyla olmuş kendine gelmeye çalışıyordu. Diğeri yanındaki kadınla konuşuyor yemeğini yiyordu. Kadının gözleriyse her yerdeydi sanki masada oturmak istemiyor da diğer tarafa geçmek istiyor gibiydi. Diğer adamsa benim gibi herkesi süzmeye başlamıştı yine çapkın bakışlar...
Eve gitmek istiyordum. Jimin ben ve hoseok yan yana oturmuştuk. Çoktan bir sohbet başlamıştı arada Jiminin bacağı benimkine değiyordu. Bundan heyecanlanıyordum cidden.. kendime acıyorum..
Masaya gelen içkilerle içmek istemediğimi söylesem de adamlar çok ısrar edip bardağı ağzıma soktuğu için içmek zorunda kalmıştım. Jimin daha çok endişeleniyor gibi bakıyordu. Çok içmememi söyleyip duruyordu.
Kafamın hafif Leyla olmaya başladığı sıralarda masaya tutunmuş Jimine bakıyordum. Hoseok çok eğleniyor gibiydi halime gülüyor ya da o mükemmel sohbete katılıp diğerleriyle gülüşüyordu. Daha iki bardak içmiştim. Kendime gelmeliydim. Fakat bu yapabileceğim en son şeydi. Yavaşça masadaki elimi Jiminin bacağına koydum. Jimin fark edince bana bakıp tekrar sohbete döndü. Yavaşça bacağını okşamaya başladım. Elimi bacağında hareket ettirip gezdiriyordum.
Hafifçe öksürüp bacağımdaki elimi avucunun arasına aldı ve sıkı bir şekilde tuttu. Bu sefer başımı omzuna koydum. Başımı biraz kaldırıp boynuna baktım. Boyun girintisine girmeye çalışırken dudaklarımı boynuna bastırmaya çalışıyordum. Sesim benim bile duyamayacağım şekilde kısık çıkmıştı.
" Jimin-ah.. Acıktım.."
Jimin yutkunup bana döndü. Hafifçe geri çekildi.
" sana söylemiştim. Bir şeyler yemeliydin zaten, bak daha kötü sarhoş oldun."
Mırıldanarak daha da yaklaştım. Bu sırada şükürler olsun ki herkes Leyla olmuştu ve kendi halinde takılıyordu. Dudaklarımı kısa süreliğine boynuna bastırıp çektim.
" Hayır Jimin.. Sana açım.. "
Gözlerim kapanıyordu. Jimin yavaştan Hoseoku dürtüp kalmamız gerektiğine dair bir şeyler söyledi, bunları nasıl duydum bilmiyordum.
Anında mızmızlanarak Jiminin kolunu çekiştirdim.
" Gitmeyelim daha sahneye çıkıp demir çubuklarda dans yapacaktım! "
Biraz sesim yüksek çıkmıştı. Jiminin kaşları havalanıp parmağıyla dudağıma bastırdı.
" Jungkook kendine gel, eve gideceğiz şimdi tamam mı?"
Önüne dönüp adamlarla konuşurken herkes kalkmak için hareketlenmişti. Ayağa kalkarak sarsak adımlarla diğer tarafa gidiyordum ki Jimin kolunu belime sardı.
" Aklından bile geçirme Jungkook."
Başımı sallayarak yüzüne yaklaştım. Hoseok arkadan bizi izliyor gülüyordu resmen eğlence olmuştuk ona tabi o anki aklımla ne düşünüyordum kim bilir.
Jimin ona yaklaşmamla hafifçe geri çekilmişti. Dudaklarımı büzerek onu öpmeye çalıştım.
" Hadi Jimin beraber direk dansı yapalım!"
Jimin derin bir nefes verip beni kucağına aldığında deprem olduğunu sanmıştım bir anda dünyam dönmüştü. Kollarımı boynuna sarıp ona sürtünüyordum.
Komik yüz ifadeleri yaparak konuşuyordum.
" Aman be Jimin çok nazlısın sadece - öpecektim.. "
Hıçkırarak konuşuyordum. O ise sadece gülüyordu. Hoseok arkadan gelip sürücü koltuğuna geçtiğinde kahkaha atıyordu. Jimin beni arka koltuğa bırakıp kendi de yanıma oturmuştu. Omzuna başımı yasladığımda iç çektim.
" Keşke sevgilim olsan, her gün seni öperdim."
Jimin yutkunduğunda başımı iyice Jiminin boynuna gömdüm ve gözlerimi yumdum. Bu kokuyla derin güzel bir uyku mükemmel olurdu. Kokusuna hastaydım. Ona hastaydım.
***
Havalandığımı hissetmemle gözlerimi açtım. Jiminin kucağındaydım. Kusacağımı anladığımda Jiminin kolunu sıktım ve ağlamaya başladım. Kusacağımı anladığımda hep ağlardım. Çünkü kusmak işte iğrenç. Jimin de anlamış beni tuvalete götürmüştü.
Klozete eğilip istifra ettiğimde Jimin arkadan sırtımı sıvazlıyor peçete ve su veriyordu. Kendimi daha iyi hissettiğimde peçeteye ağzımı silip suyu içtim. Bu sefer Jimin duşun suyunu açtığında lavaboya yaslanıp ona baktım.
" Ne yapıyorsun Jimin? Yoksa beraber duş mu alacağız? Park Sapık ChimChim"
Dediğimde gülerek beni duşa sokmuştu. hızla kollarından sıkıca tutup onu da içeri çektim.
" Ne yapıyorsun Jimin çıkar beni, kapa şu suyu donuyorum!"
Suyu daha çok açtığında çırpınan ellerimi tek eliyle tutup duvara yaslamıştı. gözlerimi gözlerine dikip bakmaya başladım o da aynısını yapıyordu bir anlığına uykunun bastırmasıyla gözlerimi kapadım. Suyun kapandığını hissetmemle kollarımı karşımdaki bedene sardım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Brother~ -jikook-
Fanfiction"Soyadımı üvey kardeşim değil, eşim olarak almanı istiyorum Jungkook"