Şirkete el ele girdiğimizde başımı hafif öne eğerek yürümeye başladım. Şimdiden kızarıyordum. Bu yaptığımız doğru muydu onu da bilmiyordum.
Fakat güzel hissettiriyordu.Asansöre binip yukarı çıktığımızda gözler üzerimizdeydi. İyi anlamda mı kötü anlamda mı anlayamıyordum çünkü yere bakıyordum. Yere bakarsam bize bakan insanları görmezdim ve böylelikle görünmez olurdum. Odalara dağılmadan önce Jimin eğilerek yanağıma öpücük bıraktığında Hoseok mızmızlanmıştı.
Aptal aşık Yoongiyi özlüyordu. Herkes odasına yöneldiğinde hala etkisinden çıkmamıştım. Park Jimin etkisi.. Elimi bırakmasına üzülmüştüm. Hep tutsun istiyordum. Hiç bırakmasın.
Odama geldiğimde çantayı yere bırakıp koltuğa yerleştim. Kapının çalmasıyla gir onayını verdim.
Içeri elinde dosyayla Min Hyo girdiğinde çekmecede dosyaları çıkartıyordum. Yavaşça yaklaşıp dosyayı masaya bıraktığında dudaklarını araladı.
"Bu yeni kreasyon.. Tamamlandı. Onay için imzanız gerekiyor."
Dediği şeyle gülümseyerek kalemi elime aldım. Dosyayı açıp içindeki çizimlere bakmaya başladım.
"Siz.. Bay Parkla çıkıyor musunuz?"
Dediği şeye karşılık anlık tepkim öksürük olsa da kendimi toparlayıp ona baktım.
"Sanırım.. Evet.."
Yüzümü buruşturdum. Ne diyordum ben? Hala alışamamıştım. Pardon, inanamıyordum daha doğrusu..
Derin bir nefes verdi.
"Yazık oldu.."
Gözlerimi dosyada gezdirirken sordum.
"Derken?"
İmza atıp dosyayı kapadığımda ona baktım. O ise etrafa bakınıyordu. İşimi bitirdiğini gördüğünde masaya yaklaşıp dosyayı aldı ve sandalyeye yaslandı.
"Yani.. Bence o seni hak etmiyor.. Özel alana girmek gibi olmasın ama.. ."
Sözünü kesip başımı salladım. Samimiyete geçmişti bu hoş değildi.
"aynen öyle oluyor...
Durup konuşmak için dudaklarını araladığında devam ettim
"Çıkabilirsin Min hyo.."
Saygıyla eğilerek odadan çıktı.
Odadan çıktığında göz devirmiştim. Anlayamıyordum bu çocuğu, bazen çok samimiydi bazen de çok resmiydi. Fazla kafama takmıyordum.
Dosyalarla işim bittiğinde odamdan çıkıp kafeteryaya gittim. Bir kahve alıp oturduğumda rahatlamıştım. Uzaktan sırıtarak gelen bedene gözlerimi kısarak baktığımda anlamamıştım ama bir süre sonra Sarah olduğunu anladım. Yanıma gelip oturduğunda direk konuşmaya başlamıştı.
" Dün biraz kızgın görünüyordun. Beni yanlış anlamanı istemem. Biz Jiminle hep yakındık. Küçüklükten arkadaşız bundan rahatsız olduysan söyleyebilirsin"
Gülmemek için kendimi zor tutmuştum. Ne demeye gelmişti. Jiminle ne kadar yakın olduklarını anlatmaya mı? Bilerek yapıyordu işte bu kıza asla güvenmeyecektim..
" Yani herneyse, aramız iyi olsun koca oğlan. "
Derin bir nefes alıp dudaklarımı ıslattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Brother~ -jikook-
Fanfiction"Soyadımı üvey kardeşim değil, eşim olarak almanı istiyorum Jungkook"