Yüzüme çarpan nefesle gözlerimi yavaşça araladım. Gözlerim yavaşça açılırken hareket etmemeye çalışıyordum. Jiminle burun burunaydık. Sarmaş dolaş uyumuştuk. Akşam çok uykulu olduğum için pek hatırlamıyordum ama uzun yolculuktan sonra eve girmiştik, herkes hemen yatmıştı.
Yavaşça elimi kaldırıp Jiminin yanağına yerleştirdim. Gözlerim yüzünde gezinirken öpmek istediğim fakat asla cesaret edemediğim o dudaklara takıldı.
Uzun bir süre sadece onu izledim. Fazla güzeldi. Kıpırdandığında gözlerimi kapatıp uyuyormuş gibi yaptım.
Uyandığını hissetmiştim. Biraz kıpırdanıp yanağındaki elimi tuttuğunda elimden tüm vücuduma yayılan sıcaklıkla gülümsememek için kendimi zor tuttum.
Belimdeki kolu sıkılaşıp burnunu burnuma sürttüğünde heyecanlanmıştım. Fakat hala çaktırmamıştım. Yani öyle sanıyordum..
"Jungkook uyumadığını biliyorum.."
Gözlerimi hala açmamıştım.
Elimin üstündeki elini çekip göğsüme koyduğunda nefesi hala yüzüme çarpıyordu.
"Buradan yeterince anlaşılıyor."
Gözlerimi yavaşça açtığımda elini çekip belime sarmıştı.
"Artık her gece yağmur yağmasını ve gök gürlemesini istiyorum."
Gözleri yüzümde gezinirken sorar bakışlarımı ona yönlendirdim. Derin bir nefes aldı.
"Çünkü sen yokken rahat uyku çekemiyorum."
Yavaşça yüzlerimizin arasına mesafe koyup gülümsedim.
"Sana da günaydın"
Utanmış mıydım? Fazlasıyla. Ayrıca aramızda ne olduğunu da merak ediyordum. Ya da ne zaman tam bir anlam kazanacağını.
Jimin dediğimi umursamayarak yerinden doğrulup telefona baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Brother~ -jikook-
Fanfiction"Soyadımı üvey kardeşim değil, eşim olarak almanı istiyorum Jungkook"