Yoongi'nin şakacı biri olmadığını biliyordum. Komik olabiliyordu ama o, çoğu zaman, ciddiyeti severdi. Ne kadar inanılası gelmese de böyle bir konuda şaka yapmayacağını da biliyordum. Yine de aptallığım tutmuş, soru vermiştim.''Hayır ama... Sen ciddisin.''
''Öyleyim.'' dedi kolumu bırakırken. ''Hayatım konusunda ciddi olmadığım çok az an oldu.''
Cümlesini tamamladığında yan bir bakışla beni süzdü. Ciddiydi... Hem de fazlasıyla.
Tanrı Seth'in oğlu, bir yarı tanrı bana evlenme teklif ediyordu. Şu ana dek yaşadığım fantastik olaylar bir yana bu tamamen farklı bir şeydi. O bir insan olsaydı bile... fazlasıyla şaşırtıcı olmaz mıydı? Sonuçta ben baş belası ve aptal bir gençtim, Jungkook ve şu ana dek tanıdığım çoğu insana göre. Birbirimize aşık olsak da evlenmemiz sorun değil miydi?
''Yoongi-''
''Sonra,'' Arkamızdaki bir grup insanı yok sayarak uzandı, dudaklarıma ufak bir öpücük bıraktı. ''Her ne söyleyeceksen, sonraya sakla.''
Yoongi'nin bir anda romantikleşmesine, hala, şaşırıyor olmam normal miydi, bilmiyordum ama rengimin kızarıklıktan morluğa geçiş yaptığını tahmin edebiliyordum. Geriye çekildiğinde duyduğumuz kahkaha sesiyle kolumdan tutarak beni arkasına almıştı Yoongi. Toplantı salonuna yaklaştıkça etrafta daha çok insan görmeye başlamıştık ama kim bu denli yüksek bir sesle kahkaha atardı ki?
''Ne romantik bir manzara! Gözlerim yaşardı.''
Tanıdık gelen, ama çıkaramadığım, bir sesti. Ve zamanlaması gerekten harikasıydı. Farkında mıydı, bilmiyorum ama bir evlenme teklifinin ortasında sayılırdık. ''Kendimi tutamadım; bölmedim, değil mi?''
Bölmek de neydi? Mahvettin, tebrikler.
''Sen...'' Yoongi rahatlama ve sıkıntıyla karışık bir iç çekişle başını salladı. ''Senin burada ne işin var?''
''Ben de bir yarı tanrıyım, unuttunuz mu?''
Bir an için Yoongi'nin kiminle konuştuğunu anlayamamış, tavandan yere düşen cüsse çığlık atmamı sağlamıştı. Kendisine minnettardım!
''Yüce efendimiz herkesin burada olmasını istemiş. Sonunda değersiz bulduğunuz evlatlar bile söz sahibi olacak. Üzücü olmalı sizin için.''
Yoongi'nin yüz ifadesi değiştikçe karşımızdaki adamın gülümsemesi büyüyordu. Onu kızdırdığı için sevinen tek kişi olabilirdi yeryüzündeki.
''Kralın ne yaptığı umrumda değil ama önüme çıkma cüretini göstermeye kalkma.''
''Kral mı?'' Adamla birlikte sorduğumuzda Yoongi'nin ona sabitlenmiş bakışları bana çevrilmişti. Neden şaşırdığımı sorguluyor olmalıydı. Söyleyeyim, daha önce onun Taehyung'dan böyle bahsettiğini duymamıştım. Nefreti dinmiş miydi yoksa?
''Çekil önümden.'' Parmakları tekrar bileğimi kavrarken öne doğru birkaç adım attı. Ama adamın çekilmeye niyeti yok gibiydi.
Sahi kimdi bu adam?
Bir yarı tanrı olduğuna şüphe yoktu. Ufak tefek bir vücudu, yumuşak bir yüzü vardı. İtiraf etmek gerekirse şu ana dek gördüğüm en güzel erkek olabilirdi bile. Kıyafetleri ve yüzündeki ifade fazlasıyla rahattı- Güzellik ya da züppelik tanrısının oğlu falan olabilir miydi?
''Komik olan ne, insan?'' Kendimi tutamayarak güldüğümde adam hafif azarlar bir tonda sormuştu. ''Efendin sana saygıyı öğretmedi mi?''
''Yeter bu kadar!''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Semi-Gods Among Us - Yoonmin
Fanfic''Seth'in oğlunu kurtarmanızı ve Apep'le savaşması için onu ikna etmenizi istiyorum." | Öncesi: Semi-Gods of Egypt Yan Hikaye: Children of the Gods