ⅩⅣ. Bölüm: Bağlılık ve Yemin

2.3K 263 69
                                    


''Ramses?''

Kedi karşılık verircesine miyavladığında ufak bir çığlık eşliğinde -neredeyse- yapıştığım yerden fırlamıştım. Tepkim biraz geç olsa da tam ölçüsündeydi. Ramses, meşhur kedimiz tam karışımda duruyordu. Çığlığımdan biraz rahatsız olmuş bir hali vardı üstelik.

''Sesin burada ne işin var?'' dedim üzerimi düzeltirken, sanki bir karlılık alabilecekmişim gibi. Kalçam gerçekten acıyordu. O köpek başlı tanrının çocuğuna sağlam bir tekme atmak istiyordum. Tabi bunun için onun insan olması, benimse güçlü olmam gerekiyordu. İmkansızdı anlaşıldığı üzere. Bu yüzden nerede olduğumu öğrendikten sonra Anubis'in oğluna tekme attığımı hayal ederek kendimi rahatlatacaktım. Ramses heyecanla kuyruğunu sallamaya devam ederken eğilip onu kucağıma aldım. Önceki karşılaşmalarımızın aksine daha uysal davranmıştı. Kucağıma tırmanmış, patiklerini göğsüme yaslamıştı.

''Beni gördüğüne sevinmiş gibisin.'' Sakin bir ses tonuyla konuştuğumda iki kulağının arasını okşadım hafifçe. O da memnunca hırıldamıştı karşılık olarak. ''Ben de seni gördüğüme sevindim.'' dedim, Ramses'i görmek beni rahatlatmıştı. Sanki buraya atılmadan önce Taehyung, Yoongi, Mino ve Taeyeon adındaki melez kadının arasında kalmamıştım. Yoongi geri mi dönmüştü yoksa hepsi numara mıydı, anlayamamıştım. Başta o olduğuna emin olsam da Taehyung'un tavırları aklımı karıştırmıştı.

Kucağımdaki Ramses'le birlikte koridora çıktığımda yerin altında olabileceğimi ya da havanın çoktan kararmış olduğunu anladım. Koridor duvarlarda asılı olan gaz lambaları sayesinde aydınlanıyordu. Sırayla dizilmiş heykeller loş ışıkta korkutucu görünse de aldırış etmeden odalardan birinden gelen gürültüye doğru yürümeye başladım. Büyük ihtimalle üç tanrının tapınağından birindeydim. Kucağımdaki Ramses önce Bastet'in tapınağında olabileceğimi düşündürse de bana heykellerden hiçbiri Bastet'e ait değildi. Şu ana kadar bulunduğum her tapınakta tapınağın sahibi olan tanrı ve tanrıçaların heykelleriyle dolu olmuştu. Muhakkak anlardım kimin evi olduğunu.

Odaya yaklaştığımda kucağımda kıpırdayan Ramses'i yere bırakarak sırtımı duvara yasladım. İçeride birileri tartışıyor gibiydi. Olduğum yerden rahatlıkla duyabilirdim konuşulanları.

''Kendinizi de bizi de tehlikeye atıyorsunuz!'' diye bağırdı biri. Bir kadın sesiydi.

''Victoria, lütfen sakin ol.''

İkinci sesin sahibini tanıyordum. Hoseok buradaydı. Ya Jungkook neredeydi? Karşılaşmış olabilirler miydi?

''Yeterince sakin olduğumu görmüyor musun?'' diye çıkıştı kadın. Victoria güzel bir isimdi.

''Görüşmeyeli bir hayli değişmişsin öyleyse.''

Ardından adım sesleri duyuldu. Hoseok odada volta atmaya başlamıştı. Kadının neyin nesi olduğunu bilmiyordum ama Savaş Tanrıçası Selket'in oğlu sinirliydi. Ve yalnızdım. İçeride bulunmayı istemeyeceğim bir andı bu.

''Seth'in oğlu o şehre giremez. Anubis ve dahası, diğer tanrıları kızdıracaksınız.''

''Başka şansımız yok. Vaktimiz kalmadı ve Horus'un oğlunu bile kandıramadılar.''

Odanın diğer ucundan Mino'nun sesi duyuldu, ''Sakın beni suçlamayın. Babamın beni lanetlemesini bile göze aldım üstüme düşeni yaparken.'' Şu ana kadar sessiz kaldığı için orada olduğunu anlamamıştım. Acaba Yoongi de mi içerideydi?

Kapıya doğru biraz daha yaklaştım. Ramses sessizce beni izlemeye devam ediyordu ve bir anda çığlığa benzer bir sesle kendini içeriye attı. Korkmuştum ve o an düşündüğüm tek şey ses çıkartmamaktı. Bir elim ağzımı kapatırken diğer elimi göğsüme bastırıyordum.

Semi-Gods Among Us - YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin