''Ne yani, gerçekten de bir kayığın üzerinde mi savaşacak? Ben bunun mecazi bir şey olduğunu düşünmüştüm. Mantıklı bile değil!''''Yaşanan her şeyin mantıklı olduğunu mu düşünüyorsun, ölümlü dostum?''
''Yine de bazı şeylere uygun olmalıydı.''
''Tanrılara uygun olması yeterli değil mi demek istiyorsun?''
''Kesin şunu artık.''
Jungkook ve Jinwoo'nun neredeyse bir saattir süren içinde biraz bile mantığın bulunmadığı sohbetine dayanamayan tek kişi ben değildim.
Mino iç çekerek Jinwoo'u geriye çekmiş ve yerine oturmasını sağlamıştı. ''Bugün yeterince sorun çıkartmadın mı?''
''Sorun mu?'' Jinwoo gülerek elini salladı. ''Ufak tefek talihsizliklerdi yalnızca. Hem yanımda sen varken nasıl sorun yaşayabilirim?'' Her fırsatı değerlendirdiğinden emin olmuştum tekrar Mino'nun koluna sıkıca sarıldığında. Gördüğüm en baş ağrıtan tanrı çocuğu olabilirdi benim için böyle giderse.
''Buraya davet edilmemeliydin.''
''Neden? Babamı küçümsüyor musun?''
''Hayır, seni küçümsüyorum.'' dedi Mino, iç çekerek burun kemiğini iki parmağının arasında sıkıştırmıştı. Takdiri hak eden sabrı ile gözümdeki değerini daha yükseltmişti o sırada. ''Geldiğin yere geri dönmeye ne dersin?''
''Beni istemiyorsun demek.'' Jinwoo alıngan bir tavırla hızlıca Mino'dan uzaklaşarak ayağa kalktı. ''Bu oldukça kırıcıydı.''
''Birileri çöl geceleri kadar soğuk!''
Yoongi gülerek konuştuğunda Mino bir kez daha iç çekmekle yetindiğinde Jinwoo, baştan savma bir şekilde Yoongi'nin selamlayarak hızlıca ortadan kaybolmuştu.
''Vay be! Ne alıngan.''
Tepkisine karşılık Jungkook'un koluna vurduktan sonra homurdanmaya başlamasını görmezden gelerek Mino'ya döndüm.
''Bu biraz... kaba değil miydi?''
"Jimin, Mino'ya güven.'' Yoongi yavaşça omuzlarımdan tutarak bedenimi kendisine çevirdi. "Her ne yapıyorsa bir bildiği vardır."
"Güven mi? Seni öbür tarafa gönderen anlaşmayı da Mino'yla yaptın. Taht kısmını söylemiyorum bile!"
"Seni sıçana dönüştürmemi istemiyorsan sessizliğini koru, ölümlü velet."
Jungkook haklı olmaktan pek memnun gözükmemişti Yoongi'nin tehditkar bakışlarını üzerine geçtiğinde. Sessizce diğer yöne döndüğünde homurdanıyordu.
"Müzelik antika mı?" diye mırıldandı Yoongi, tanrı çocuklarının duyularının insanlarınkinden çok daha hassas olduğunu unutmuş olmalıydı Jungkook.
"Yerinde olsam ona iyi davranırdım." dedim, ne de olsa o Mısır Kralı'nın koruması altındaydı. "Böyle bir günde Horus'un oğlunu kazdırmak istemezsin."
"Öyle mi dersin?" Omuzumu tutan ellerinden biri göğsüme doğru kaydığında yavaşça üzerimdeki kıyafeti düzeltmişti. Sesi ve parmaklarının kalın kumaşa dokunuşu yumuşak olsa da tedirgin hissetmeye başlamıştım nedense. Herkesin bir arada olduğu bir zamanda kargaşaya sebep olmak tam da Seth'in oğluna yakışır bir şey olurdu ama Yoongi böyle bir şeyi yapmazdı, değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Semi-Gods Among Us - Yoonmin
Fanfic''Seth'in oğlunu kurtarmanızı ve Apep'le savaşması için onu ikna etmenizi istiyorum." | Öncesi: Semi-Gods of Egypt Yan Hikaye: Children of the Gods