Bölüm 3 (Güncellendi)

40.4K 1.7K 25
                                    

15 YIL ÖNCE

"Ne yani şimdi çalışmayayım mı okuldan sonra?"

Genç kız içten içe kıkırdıyordu.

"Ben sana öyle mi dedim? Bir kere evlenince senin çalışmana gerek kalmayacak. Ben seni o kadar seveceğim ki, tabi sen de beni seveceksin, senin kendini yormaman için elimden gelen her şeyi yapacağım."

"Ama Safa ben mesleğimi elime almak istiyorum belki? Belki kendi ayaklarımın üstünde durmak istiyorum?"

Kıkırmadama sırası genç oğlandaydı.

"Amma abarttın kızım ha. Zaten güzel sanatlarda okumak istiyorsun. Resim bölümünü seçeceksin hem. Kocaman bir ev alırız, sana da büyük bir atölye yaparız evin içinde. Hem çocuklarımız olunca kendini daha rahat hissedersin."

"Safaaaaaa..." diye seslendi genç kız meraklı bir şekilde.

"Söyle birtanem."

"İlerde Porsch da alırız değil mi?"

"İyi misin sen Mısra? O araba benim hayatım. Sen de bir ben kadar olmasa da aşıksın kendisine. Her renginden alıp koyacağım garaja. İçini rahat tut sen." diyerek güldü.

"Her renginden mi?"

"Her renginden." dedi ve genç kızı tek kolunun altına alıp oturdukları bahçe salıncağına biraz daha yayıldı.

O günler geldiğinde kızın ayağına dünyanın en iyi imkanlarını sunacaktı. Sözü vardı kendine. Bu kız ömrünün sonuna kadar gülecekti ve o dünyalara bedel gülümsemesinin tek sebebi kendisi olacaktı. Bu kız ömrünün sonuna kadar onun olacaktı.

GÜNÜMÜZ

Peşimde koşan bir sürü banka varken özellikle burayı seçmemi Allah'tan bulacak belam olmasına bağlıyorum.

Sanırım yaşadıklarım yeterli gelmemişti. Böyle iş arkadaşı düşman başına bile denmez.

Gerçekten, insanların arkasından konuşmaya bayılan biri değilim, ama zaten kimseyle konuşan bir insan olmadığım için kendi kendime konuşmamın pek de bir sorun olacağını zannetmiyorum.

En iyisi iş arkadaşlarımla aramızdaki mesafeyi arttırmak.

Hoş anlarlarsa.

Araba sorunumu halletmiştim sonunda. Taksiler yorucu oluyordu. Bu sefer sarı bir Porsch değil de siyah bir X6 almıştım. Filmli camlarıyla filmlerden çıkmış gibi durmasına rağmen onu benimsemiştim. Etrafındakilerden bir adım önde ve bir tık daha uzak duruyordu. Tıpkı benim gibi.

İş dönüşü öldürücü bir yorgunluk içinde de olsam Talha'nın beni uyuduğum yataktan zorla kazıyacağını bildiğim için hiç bu tür olaylara girmeyip, banyoya yöneldim. Uzun ve rahatlatıcı bir duş aldım.

Bornozumu üstüme geçirirken fark ettim, ellerim buruş buruş olmuştu.

Saçımı da sarıp dolabıma bakındım. Talha'yı biraz tanıyorsam beni bir bara götürecekti. Fazla ışıklı ve fazla gürültülü. Ne giymeliydim?

İnsanlarla iletişim halinde olmamanın güzel yanları vardı. Asla ne giydiğiniz, nasıl davrandığınız önemli olmuyordu ama İstanbul'a taşınarak Talha'yı başıma bela edeceğimi düşünmem gerekirdi.

Siyah deri bir şort giyip üstüne de kısa beyaz bir t-shirt geçirdim.

Uzun zamandır giymediğim postallarımı saklandıkları yerden çıkarıp ayağıma geçirdim.

BUZ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin