Bölüm 45

14.2K 765 55
                                    

Sevgili okur kitlesi,
An itibariyle Samsun dolaylarında hareket halinde olan bir otobüste, bölümü bitirmiş olmanın tatlı huzuruyla azıcık konuşmak istiyorum.
Öhhü, öhhü.
Zaten kısa iki bölüm üzerine anlaşmıştık. Bu akşam ikinci kısa bölümü bırakıyorum buraya.
Sınavlarımın çoğu mis gibi geçti, tüm iyi dilekleriniz için ölümüne teşekkür ederim :)
Önümüzdeki cumartesi eve döndüğümde komada olmazsam bölümü yazmaya başlayacağım.
Haklı olarak birkaç bölüm Vural ve Mısra'yı yan yana göremeyeceğiz. Bunu hazırlıklı olun derim ben.
Şuan yazıyı nasıl bitireceğimi bilemedim be kskksksksk
Kendinize iyi bakın cici okurlar, sevimli yazarınız biraz tatil yapıp size dönecek :)
İyi okumalar :)

-------------------------

Zamanın eli değdi bize, çoktan değişti her şey...
Aynı değiliz ikimiz de.
Zaaflarına bir gece, hatalarına bir nilüfer,
Sevgisizliğine bir kalp verdim.
Artık geri ver...

--------------------------

Beni bulmak için bir iş aldığını beni ilk kez evine yemeğe davet ettiğinde söylemişti.

Bir keresinde salona inmiş ama ayakkabılarını yukarıda unutmuştu. Getirmem için seslendiği için 42 numara spor ayakkabılarının en sevdiği ayakkabıları olduğunu bağcıklarını bağlarken söylemişti.

Ya da dişlerini fırçalarken aynada bakmaktan asla vazgeçmediğini birlikte dişlerimizi fırçalarken neden gözlerini kırpmadan aynaya baktığını sorduğumda söylemişti.

Annesinin gözlerinin önünde babasını öldürdüğünü de söylemişti.

Ama hayır, ona dair tüm diyaloglarımı gözden geçirdim, hayır bunu söylememişti.

İçimde bir cama dönüşüp kırılan kalbimin çıtırtısı tüm beynimi doldurdu. Acıyla gözlerimi üzerine diktim. Elinin üstünde, parmak boğumlarında Elijah'ın kanı duruyordu.

Bana inkar eden tek bir kelime söylemesini bekledim. Ona deli gibi güveniyordum, inkar etseydi inanırdım. Bir saniye beklemez inanırdım.

Ama etmedi. Yalnızca başını öne eğip elinin üstündeki kanı giydiği tişörte sildi.

"Vural."

Sesim kırılgandı.

Sesi yoktu.

"Vural."

Sesim çaresizdi.

Sesi yoktu.

"Vural."

Sesim yıkık döküktü.

Sesi yoktu.

Elimi kolumu nereye saklayacağımı bilemeyen bir halde etrafıma bakındım. İçeride bir çok adam vardı. Etkisiz halde diğerleri tarafından tutulanlar büyük ihtimalle Elijah için çalışanlardı. Durum Vural'ın önde gittiğini gösteriyordu çünkü. Az önceye kadar.

Onlarca adamın içinde tanıdık birilerini görmek için gözlerimi kıstım.

Fazlaca başım dönüyordu ve bacaklarımın beni biraz daha taşıyacağını zannetmiyordum. Düşmeden önce buradan çıkmalıydım. Elijah'dan, kahretsin, Vural'dan uzaklaşmalıydım.

Bir kurtarıcı gibi Ali ilişti gözüme. Cılız sesimi üstüne yönelttim.

"Ali."

BUZ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin