-İyi ki doğdun Yol Arkadaşım. Sen olmasaydın çekilmezdi hayat.
------------------
Sabahın tam üçündesin,
Dertlerin en gücündesin.
Hala onun peşindesin,
Gitme dedim, gittin gönül...
--------
-Vural'ın Bakış Açıcı
Kucağımda Mısra'yla odadan çıktım ve dikkatle merdivenleri indim. Nereye gideceğimizi az çok kararlaştırmıştım. Kucağımdaki güzelin sessizliği ürkütücüydü. Sanki birbirimizi rahatça tüketebilelim diye gideceğimiz yere kadar susuyordu. Gittiğimizde tüm nefretini etrafıma kapatacakmış gibiydi.
Talha merdivenlerin sonunda endişeli gözlerle beni, bizi izliyordu. İçeriye doğru ufak bir bakış attım. Akşamları olduğu kadar kalabalık olmasa da birkaç kişi merakla bize bakıyordu. Sadece Talha'nın duyabileceği bir sesle konuştum, dolaylı yoldan Mısra da duyuyordu.
"Onu sapasağlam geri getireceğim. En azından şimdi olduğundan daha sağlam."
Gözleri Mısra'ya kilitlendi. Bitik durumunu benden başkasının düzeltemeyeceğini o da, içerideki herkes de biliyordu.
"Nerede olduğunuzu haber vereceksin."
Gözlerimi kapatıp açarak onayladım ve çıkışa yöneldim. Mısra'yı arabanın ön yolcu koltuğuna yerleştirmeme yardımcı olan Talha beklemediğim bir şey yapıp kollarını sıkıca etrafıma doladı.
"Ne yap ne et, bir yolunu bulup onu hayata döndür. Buna en çok senin ihtiyacın var."
Buna en çok benim ihtiyacım var. Vicdanımı susturmak için değil, onun nefes alırken ölmediğini görüp, nefes almaya devam edebilmek için.
"Ne zaman döneceğimizi bilmiyorum ama merak etme. Ona zarar gelmesine izin vermem."
"Buna güvenmesem onu götürmene izin vermezdim."
Gülümseyerek şoför koltuğuna oturup kemerimi bağladım ardından dümdüz karşıya bakan Mısra'nın da kemerini bağladım. Her şey hazırdı.
Arabayı çalıştırıp sessizce yola koyulmasını huşu içinde izliyordu sanki. Oysa içinde kopan fırtınanın gürültüsü bangır bangır dolduruyordu arabanın içini.
Başım çatlayacak gibiydi. İç sesim, vicdanımın haykırışları en önemlisi kalbimi olduğu gibi kaplayan güzel mi güzel kadın beni köşeye sıkıştırmış, ne yapacağımı bilemez hale getirmişti. Oraya gittiğimizde neler olacaktı bilmiyorum, neden gittiğimizi de kesin olarak bilmiyordum aslında ama o kadar kalabalığın içinde sıkışıp kalmaktansa yalnızken kendisiyle, benimle, Safa ve Elijah'la ancak yüzleşebilirdi. Ufacık bir ihtimal de olsa yalnızken daha rahat olabileceğimizi de düşünüyordum. Geçen sefer yalnızken her şey daha kolaydı. Belki yine öyle olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUZ (Tamamlandı)
Romantizm18 yaşında ölmüştü genç kız. Şimdilerde 30'una yaklaşıyordu. Sağlıklı ama ölü bir kadının yeniden doğuşuna şahitlik etti fırtına. Ve bu mezardan çıkıp yeniden doğuşun hikayesiydi. Mısra ve Vural'ın hikayesi...