"Çıplak gibi hissediyorum. Sen en derine inerken durduramıyorum, saklayamıyorum kendimi. Bu yüzden özelsin. Kalbime dokunup beni duygusuzluğumla çırılçıplak bırakan tek kişisin, ilk kişisin."
Jin düşünüyordu. Bunun ne anlama geldiğini, onun ne demeye çalıştığını... Taehyung'un neden birden bire onun özel olduğunu söylemesini anlamıyordu. Bu söylediğinin kalbinde bir deprem etkisi yaratmasının sebebini anlamadığı gibi...
"Doktor Bey?"
Jin toparlandı. Dünden beri aklında Taehyung vardı. Hayır, gerçek bu değildi. Jin'in aklında her zaman Taehyung ve o Creatura vardı. İkisi de çıkmıyordu aklından. Onları düşünmeden edemiyordu.
"Pardon, Soyeon." dedi kafasını iki yana sallayarak. Artık iyi bir psikolog değildi. Eskisi gibi profesyonelce konuşamıyordu. Güzel tavsiyeler veremiyordu da. Jin, hastalarını çok boşlamıştı.
"Nerede kalmıştık?"
Soyeon kaşlarını çattı. Doktorunun böyle olması alışıldık değildi. Bu yüzden kafasını kaşıdı. Belki de bu sefer onun konuşmaya ihtiyacı vardı. Bu yüzden dudaklarını ıslatıp konuştu.
"Bir şey mi oldu?"
Jin güldü. Ona yok bir şey ya demek istedi. Alt tarafı aklımdan çıkmayan bir hastam var. Onunla konuşmak boşluğa düşmek gibi hissettiriyor. Sonsuza kadar sohbet etmek istiyorum. Ah, bir de Creatura var. Şu herkesi öldüren ve insanların korkulu rüyası olan Creatura'lardan biri. Beni kurtarıp, başımda bekleyip sarılıyor. Kim olduğunu bilmediğim biri tarafından not alıyorum. Ve az kalsın da bir başka Creatura beni öldürecekti. Bir şeyim yok yani.
Yutkundu Jin. Bunların hiçbirini söyleyemezdi. Kısacık zaman diliminde neler yaşadığını anlatsa, kimse inanmazdı. Fakat yaşamıştı işte.
"Bir şey olmadı. Sadece yorgunum galiba."
Soyeon kafasını salladı hafifçe. "Ah, öyle mi? Çok yoruluyorsundur." dedikten sonra gülümsedi. "Başka zaman konuşalım mı?"
Jin hızlıca kafasını iki yana salladı. Soyeon'la alakası yoktu bunun. O kendisini kötü hissettiği için hızlıca konuştu Jin.
"Hayır, konuşabiliriz. Daldığım için üzgünüm." dedikten sonra telefonunu çıkardı Jin. Kwang Soo'yu ararken konuşmaya devam etti. "Ekstra bir seans daha ekleyeceğim, özür maksadında."
Soyeon ise hızlıca ellerini öne doğru uzatıp iki yana salladı.
"Hayır, gerek yok!"
Kwang Soo telefonu açtı fakat Jin kulağına götürmedi. Soyeon'un ayaklanmasını izlerken, o hafifçe gülümsüyordu.
"Eminim ki daha çok yorulacaksın, doktor. Şimdi dinlenmek senin de hakkın."
Soyeon dışarı çıkarken Kwang Soo içeri girdi. Jin'in omuzları düştü. Soyeon'a yardım edemediği için kendini suçladı. İşini iyi yapmaya yemin etmişti oysa ki. Fakat Jin bok gibi bir psikolog idi. İşle duygularını karıştırıyordu ve bunu yapmaması gerektiğini biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CREATURA -TAEJIN-
FanficMors Certa, Vita İncerta. [Ölüm kesindir, Hayat değil.] * Kitap @justtaejinn 'e ithafendir 💜 * [TAMAMLANDI] * Angst sahneler içerir. *