"Taehyung!" diye bağırdı Jin, kaybettiği tüm umuduyla. O umuttu ki, yaşamayı istemeyen Taehyung'a hayata tekrar tekrar tutunduran. O umuttu, Jin'i Creatura katili olmaktan kurtaran. O umuttu, ikisini de insan hissettiren. Oydu işte, umuttu. Onlara farklı türden de olsalar aşık olabileceklerini gösteren şeydi. Tüm imkansızlıklara rağmen kocaman sarılabilmeleriydi. İçlerindeki tüm nefreti ve kini durdurup yerine güzel çiçekler yetiştiren duyguydu.
Jin, sevgilisinin dudaklarına değdirdi dudaklarını. Fakat bu öpüşme cinsellik barındırmıyordu. Bir çocuğun masumluğu vardı bu öpücükte, bir mücadele vardı. Onların yapamadığı tüm aktiviteler saklıydı bu öpücükte. İlk önce kendileri kabullenememişti farklı olduklarını. Fakat sonra kalpleri dayanamamış, birleşmişti. O zaman da diğer insanlar kabullenememişti. Onlar hiçbir zaman yaşayamamıştı aşklarını. Her an ikisinden birine bir zarar gelecek korkusuyla kalakalmışlardı. Her an diken üstündeydi onlar.
Hiçbir zaman ertesi günü düşünmeden kahkaha atamamışlardı.
"Beni bırakmadın!" diyerek hıçkırdı Jin, dudaklarını çekip sevgilisinin yanaklarına ellerini koyarken. Taehyung da aynısını yaparken, birleşti alınları. Jin yıllar süren esaretten kurtulmuş gibi hissediyordu. Şimdi yok olmuştu o kimsesizlik duygusu. Nefret de, kin de gitmişti ikisi birlikteyken. Sönmüş kalplerinde minik bir kıvılcım belirdi ve birleşti kalpleri gibi o kıvılcım da. Ateş oldu ve sardı ikisini de. Fakat yakmadı onları. Aksine, hiç hissetmedikleri o serinliği ateşin içindeyken hissettiler.
"Bırakmam..." dedi Taehyung, sessizce. "Sen beni bırakana kadar buradayım, uzak kalmayacağım kalbinden."
Kafasını iki yana salladı, Jin. "Bu seferki çok uzaktı ama." dedi bir çocuk gibi. Dudakları öne doğru çıkmıştı ve durduramıyordu göz yaşlarını. Onu Soyeon'a teslim ettikten sonra hiçbir haber alamamıştı. Her gece camdan dışarıya bakmıştı Jin. Bir yanı tehlikeli olur, buraya gelirse kameralara yakalanır demişti; diğer yanı ise beklemişti aptal gibi. Bencil yanı onu görmek istemişti her zaman.
"Bu gece geleceğim ve bir daha ikimize de bir zarar gelmemesini sağlayacağım."
Jin burnunu çekip kafasını iki yana salladı. "Hayır, gelmemelisin!" dedi büyük bir telaşla. Hiçbir şeyden haberi yoktu. Hapis hayatı yaşadığından, Creatura'ların yardımcısı olarak adlandırıldığından, habercilerin onu takip ettiğinden, kameralardan... Hayır, gelirse tekrar yaralanırdı. Kafasını iki yana sallamaya devam etti, Jin. Herkesi kaybetmişti ama onu kaybedemezdi. Bir daha olamazdı.
"Şşt!" diyerek sakinleştirdi Taehyumg, sevgilisini. Psikolojisinin bozulduğunu görüyordu. Onu kollarının arasına alıp saatlerce öpecekti. Düzeltecekti her şeyi, onu tekrar güldürecekti. "Her şeyi biliyorum. Kaçıracağım seni. Daha fazla böyle yaşamana müsaade edemem."
Jin sakinleşmiş olsa da, bunu yapamayacaklarını düşünüyordu. Şu an dışarıda koca bir ordu vardı. Kendisinden korkan milyonlarca insan, yanında koruma gibi gezen bir adam ve delicesine yerleştirilmiş kameralar vardı. "Nasıl?" dedi bunun sonuçlarını düşünerek. Yapamazlarsa ve yakalanırlarsa her şey daha kötü bir hale gelirdi.
"Sana anlatacağım." dedi Taehyung, kendinden emin bir ifadeyle. "Bu gece şöminenin başında sohbet edeceğiz."
Alt dudağını ısırdı ve kapattı gözlerini, Jin. Çok şey yaşamışlardı fakat asla vazgeçmemişlerdi birbirlerinden. Sevgileri her şeyin önüne geçmişti.
"Söz mü?" dedi Jin, minik bir bebek gibi. Taehyung gülümsedi. Jin'in şirinliğine dayanamazken, serçe parmağını doladı sevgilisinin serçe parmağına.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CREATURA -TAEJIN-
FanfictionMors Certa, Vita İncerta. [Ölüm kesindir, Hayat değil.] * Kitap @justtaejinn 'e ithafendir 💜 * [TAMAMLANDI] * Angst sahneler içerir. *