Bölüm 1

30.8K 1.1K 1.4K
                                    

"Devin!"

Bana ismimle seslenerek beni kendimden soğutan kocam olacak herifin gözlerine baktım. Son zamanlarda oldukça dik başlı davranıyordum ve bu benim için hiç hayırlı olmayacaktı.

"Ne var?" dedim.

"Akşam Murat gelecek, güzel bir sofra hazırla." dedi. Her zaman olduğu gibi emir yağdırıyordu. Dik başlılığım bu kadardı çünkü aksi bir şey söylersem başıma gelecekleri biliyordum. Ya bir iki tokatla kurtulacaktım ya da yeni geçen dudağım yeniden patlayacaktı.

Sözlerini yanıtsız bırakarak mutfağa yöneldim. Kendisi yetmiyormuş gibi bir de arkadaşları için ziyafet hazırlayacaktım. Ne hayat ama! Her gün olduğu gibi bugün yeniden hayatımı sorguluyordum.

Doğradığım soğanlardan mı yoksa hatırladıklarımdan mı bilmiyorum ama göz yaşlarım sicim gibi akıyordu. Dünden pek bir farkım yoktu. Son beş senedir her gün olduğu gibi bugün de hayatıma ağlıyordum.

Hayatım çok güzeldi. Hatta çevrem tarafından imrenilen bir hayata sahiptim. Babam çok zengindi. Annemse sosyetede hatrı sayılır bir kadındı. Küçüklüğümden beri babamın kariyer kaygısından ve annemin sonradan görmeliğini çevresine hissettirmeme çabasından dolayı sevgiyi benim için tuttukları bakıcılardan öğrenmiştim. Maddi anlamda çok iyiydik ve dışarıdan mükemmel bir aile tablosu sunuyorduk. Her istediğim olurdu. Özel okulda okudum, limitsiz kartlarım vardı, her yıl yurtdışı tatiline çıkardık. Tabi orada da yalnız kalırdım.

On beş yaşımda hayatımda verebileceğim en güzel kararı verdim. Lise eğitimimi Amerika'da okumak istedim. Bu gerçekleşti ve hayatımın en güzel dört senesini geçirdim. Aynı programla gittiğimiz Arda'yı tanıdım mesela. Aşık oldum. İlk kez kalbimin başkası için atabileceğini öğrendim. İlk kez birinin gözlerinde bana karşı beslenen sevgiye şahit oldum. İlk kez dudaklarımla başka birinin tadını aldım. İlk kez bedenimi onunla keşfettim.

Hayatımın aşkı diyordum Arda için. Onunla evlilik hayalleri kurardım. Lise bittikten sonra aileme Arda ile olan birlikteliğimi söylemek için Türkiye'ye döndüm. Arda'nın ailesi Amerika'ya taşınmışlardı ve beni çok sevmişlerdi. Beraber nişanlanıp üniversite eğitimimizi tamamladıktan sonra dünya evine girecektik ve arkamızda kapı gibi iki destekçimiz vardı. Benim aileminde onlar gibi olmasını istiyordum. Dört senenin sonunda babamın son haftalarda kabaran özlemi, bu isteğimin olacağını düşünmeme sebep olmuştu. Keşke dönmeseydim...

On sekiz yaşında reşit bir birey olarak ana yurda döndüğümde, karnımda sevdiğim adamın bebeğini taşıyordum. Henüz dört haftalıktı. Arda'nın haberi yoktu ve döndüğümde sürpriz yaparak onu sevindirecektim. Baba olmak en büyük hayaliydi. Ama ne mi oldu? Bir daha geri dönemedim.

İletişimimin sağlanacağı her şey, pasaportum, kartlarım, telefonum. Hepsine el konuldu. Ve henüz Arda'dan ve bebekten söz edemeden yaşanmıştı bunlar. Babamı ilk defa öyle görmüştüm. Sıkıntı içerisindeydi. İflas etmek üzereydi ve beni, öz kızını bir anlaşma için kullanmıştı. Evet, babam beni kendi işlerinin düzelmesi için satmıştı.

İnkar edişlerim, bağırışlarım, göz yaşlarım... Hiçbiri babam için önemli değildi. Statüsü kızının mutluluğundan önemliydi. Annem için de durum aynıydı. Paranın kaynağı kesilmesin diye beni yok sayıyordu. Kendimi öldürmek istedim. Defalarca kendimi bir yerlerden atmak istedim ama her defasında içimde büyüyen minik varlığı hissedip bu kararımdan vaz geçtim.

En sonunda kabusumla evlendirildim ve o günden sonra yüzümden eksik etmediğim tebessümüm silindi. Korhan, dış görünüş olarak yakışıklı denilebilir türden bir adamdı. Dışarıya karşı herkes ona hayran gözlerle bakardı. Bana karşı bakışlarında olan açlığı gördüğüm ilk günden beri ondan korkuyorum. Bana karşı kaldırmış olduğu elinin suratıma indiğinden beri. İkisi de aynı gün gerçekleşmişti zaten. Malum ilk gecede her çiftin yapacağı şeyi yapmamız gerekiyordu ama ben direnmiştim. Onda kirlenmemeliydim. Ben, Arda'ya aittim ve içimde ondan bir parça taşıyordum.

Devin | RAFLARDA |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin