Bölüm 3

11.8K 810 474
                                    

Bir süre gözlerim bana meydan okuyarak bakan gözlerin ve yüzümün önünde duran dondurmanın arasında gidip geldi.

Ensem terlemişti ve yüzümün kızardığına adım kadar emindim. Bir adım ötemde duran adam, türkçe konuştuğum her şeyi anlamıştı. Ona karşı sarfettiğim kelimeler aklıma geldiğinde yüzümü ekşitmemek için tırnaklarımı avuç içlerime bastırdım.

Kızımı kaybetmiş olabileceğim düşüncesinin üzüntüsüyle yanmaya devam ederken, tanımadığım bu yabancıya karşı olan utancım kavrulmama sebep oluyordu.

Bakışları az önce sinirle yükseldiğimden dolayı düzensiz bir şekilde inip kalkan göğsümlerime kaydığı sırada derin bir nefes alarak bir adım geriledim.

"S-sen nasıl?" diye sordum.

Hiçbir şekilde cevap vermedi. Vakit kaybetmeden aramıza koyduğum bir adımlık mesafeyi kapattı ve tekrar elindeki dondurmayı göz hizamıza kaldırdı.

"Erimesini istemem." dedi.

Ayaklarım adeta yere çivilenmiş gibiydi. Hareket edemiyordum. Duyduğum tek şey Alya'nın kıkırdayarak dondurma yemesine devam edişiydi. Gözlerimi dondurmaya kenetlediğimde anın şokunu atlatamadan elimde bir sıcaklık hissettim.

Karşımda duran yabancı usulca elimi tutup havaya kaldırdı. Tutuşu oldukça nazikti. Kemikli ellerinden yayılan sıcaklıktan mıdır bilmem, istemeden avuç içime bastırmış olduğum parmaklarım gevşeyerek açıldı.

Elime dondurmayı tutuşturduğunda gözlerine baktım. "Daha fazla vakit kaybedemem. Alya frambuazlı sevdiğini söyledi." dedi ve elini elimden çekti.

Elinin ısısını kaybettikten sonra sokaktan geçen insanların ve arabaların sesi tekrardan açılmıştı sanki. Dünya'ya geri dönmüştüm.

Karşımda duran adam Alya'nın boyuna inmek için yere çömeldiğinde gözlerimi ikisine diktim.

"Anlaşılan anneyi biraz korkuttuk, ne dersin?" dedi dudaklarını birbirine bastırarak.

"Ve de şaşırttık." diye yanıtladı Alya kıkırdayarak. Dışarıdan nasıl göründüğüme dair hiçbir fikrim yoktu ama Alya'nın hınzır bakışları altında utandığımı fark ettiğimde aptalca göründüğümün farkına vardım.

"Eh, biraz öyle gözüküyor. Tanıştığıma çok memnun oldum Alya." dedi ve elini tokalaşmak için kızıma uzattı.

"Memnun oldum Alex." diye yanıtladı Alya. Minik elini ona uzatırken hâlâ kıkırdamaya devam ediyordu. Uzun zamandır ilk kez onu bu kadar mutlu görüyordum. Dondurma onu her zaman mutlu ederdi ama bu farklıydı.

İsminin Alex olduğunu kızımdan öğrendiğim adam ayağa kalktı ve saatine baktı. Çatılan kaşlarından bir yere geç kaldığını anladığımda ister istemez mahcup oldum. Sonuçta benim kızımla ilgilendiği için geç kalmışa benziyordu.

Bakışlarını bana çevirdikten sonra, "Biraz nazik olmayı öğrenmelisiniz Devin Hanım." dedi. Aramıza birden bire soktuğu bu resmiyetle alabora oldum. Daha demin cüretkar bir şekilde bana dokunabilen adam, şu an mesafeyi koruyordu.

Cevap vermek için ağzımı açtığım sırada ceketinin yakasını düzelterek Alya'ya gülümsedi ve yürüyerek yanımızdan ayrıldı.

Birkaç saniye sonra Alya'nın hırkamın ucunu çekiştirmesiyle ona baktım. "Dondurmanı bitirmeyecek misin?" diye sorduğunda elimde erimeyi sürdüren frambuazlı dondurmaya baktım ve bozulan sinirlerim sonucu gülmeye başladım.

"Beni ne kadar korkuttuğundan haberin var mı küçük hanım?" dedim. Ona sinirlenmek, yapabileceğim en aptalca şey olurdu.

"Özür dilerim anneciğim. Düşünemedim." dediğinde bacağıma sarıldı. "Ama Alex çok tatlı bir adamdı. Sen tuvalete girdiğinde hemen benimle iletişim kurdu. Ama senin öğrettiğin gibi başta iyice tanıdım. Sonrasında canım dondurma çekti çok fazla." bakışlarını yere indirdi. "Düşünemedim endişeleneceğini." dedi.

Devin | RAFLARDA |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin