Sonun da Becon Hills'e gelmiştik. Çok fazla yürümemize rağmen hala enerjiktim. Stiles'la evin öne geldiğimizde yanağına bir öpücük kondurdum. Bu da neydi şimdi tarzında bana baktı.
"Yaşadıklarımıza hala inanamıyorum. Çok yorucuydu ama içimde bitmek bilmeyen bir enerji var."dedim Stiles'ın yüzüne bakarken.
Elini yanağıma koyup, "Merak etme. Sana ne olduğunu bulacağız. Seni çok seviyorum ve senden asla ayrılmayacağım."dedi umutla. Ve beni öptü. Arkadan gelen boğaz temizleme sesiyle ondan ayrıldım. Olamaz annem. Suratında büyük bir kızgınlık ifadesi vardı.
Kesinlikle nerde olduğumu ve Stiles'la ne bok yediğimi merak ediyordu. İşte şimdi ayvayı yemiştim.
"Şey...anne...biz...aslında.."diye gevelerken Stiles kesti.
"Bayan Montez Sandy'nin demek istediği, biz arkadaşlarlan birlikte Lydia'nın göl evine gittik. Arabamız bozulduğu için, orada kaldık ve yürüyerek geri döndük. Yani aslında benim yüzümden oldu. Şöyle ki Sandy gelmek istemedi. Ama ben kandırıp götürdüm. Hepsi benim hatamdı."dedi üzgünüm ama malesef tarzında bir bana bir anneme bakarken.
"Tamam o zaman sizi affettim. Ama bir daha böyle bir şey olmasın. Ve artık dinlenmelisiniz. Çok yorgun gözüküyosunuz ve yarın okulunuz var."dedi annem anlayışla ve ardından içeriye girdi.
"Vay be. Ne güzel uydurmaydı. Banada böyle uyduruyor musun bir an merak ettim?"dedim Stiles'a hayranlıkla bakarken.
"Eh yani. Böyle kurnaz bir tarafım var. Ama merak etme sana öyle bir şey yapmam.."derken sözünü kestim "Yapamazsın zaten. Hemen anlarım."dedim ve onu öptüm.
Ah ya bu an hiç bozulmasa keşke. Ama olur mu?
"Abla. Abla. Abla. Abla!"diye bağırdı Jonh yanımızda.
"Sen burda napıyosun?"diye bağırdım istemsizce.
"Ama. Ama.."diye ağlamaya başladı.
"Hayır. Hayır ağlama lütfen."dedim Jonh'a ve onu kucağıma aldım.
Arkadan Stiles'ın güldüğünü hissediyodum hemen ona dönüp seni öldürücem bakışı attım. Hemen boğazını temizleyip gülmeyi kesti.
"Neyse ben artık kaçıyım...aaa yani gidiyim." diyence Jonh gülmeye başladı.
"Sanırım hoşunuza gitti kereta."dedi Stiles Jonh'un yanağından makas alarak.
"Ah sen varya sen. Çok üşkeyatçısın." dedim gülerek.
Stiles beni öpünce bu sefer Jonh gözlerini kapamış gibi yaptı. Stiles geri çekilince Jonh ona tokat attı. "O benim. Hıh. Bu"dedi ve bana sarıldı. Stiles hala bu bana tokat mı attı? Şokunu geçiriyodu.
"Keşke her zaman böyle olsan."dedim Jonh'a. Stiles hemen,
"Yani her seni öptüğümde bana tokat atsın, hah?" dedi anlamsız ve güya kızmış bakışı atarak.
"Ya. Hayır. Şimdi. Offf ya."dedim. Stiles tamam anladım bakışı atarak arkasını dönüp yürümeye başladı. Ben de onu izlemeyi bırakıp eve geçtim. Jonh'a çizgi film açıp yukarı odama geçtim.
Banyoya geçip üstümü çıkardım. Küveti su ile doldurup içine girdim. Duşumu aldıktan sonra bornozumu giyip çıktım. Banyonun kapısını kapatım ki yatağımda oturan biriyle karşılaştım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
|BAŞLANGIÇ|•DÜZENLENİYOR•
RandomBu bir başlangıçtı. Her şeyin başlangıcı. Savaşın başlangıcı. Yeni aşkların başlangıcı. Yeni arkadaşlıkların başlangıçları. Yeni her şeyin başlangıcı. Ve geri dönüş yok. Tek kurtuluş, ölüm.
