Kaan mobilya dükkânın içinde dolanmaktan yorulup kendini teşhir koltuklarından birinin üzerine bıraktığında kendi kendine 'Şaka mı bu?' diye söylendi. Songül ayrı anneler ayrı sesten konuşup fikir beyan ederken ağzını dahi açamamıştı. Evliliğin bu kadar zor olacağını daha önce söyleseler belki vazgeçerdi. Songül'ün elinde telefon resim çekmesini görünce gülümsedi. Hayır vazgeçmezdi... Bu dünya tatlısı kız için değerdi.
Songül ona dönüp fotoğrafını çekince keyfi de yerine geldi. "Kaan koleksiyonu yapıyorum" demişti bir gün ona. Bir ara şu koleksiyona bakayım diye iç geçirdi fakat göreceklerinden memnun olmayacağı kesindi çünkü Kaan sadece kendi resimleri olduğunu düşünürken galeri bolca tanımadığı erkek resimleri ile doluydu. Saf kızımız bunları silmeye kıyamamıştı, başına gelecekleri bilmeden. Ne vardı yani? Hobisiydi bu...
Songül hızlı adımlarla yanına gelip oturdu.
"Sıkıldın mı?"
"Yok"
"Nişanlım bana şimdiden yalan mı söylüyor?"
"Tamam, sıkıldım" kolunu kızın boynuna atıp kendine çekti. "Bak bu koltuk rahatmış. Sarılıp uyumak içinde elverişli"
"Her akşam işten gelip koltukta uyuyan adamlardan mı olacaksın Kaan?"
"Evet... Ama uyumadan önce senin tadına bakacağım"
Songül'ün yanakları pespembe olsa da gülmeden duramadı. Ne arsız adamdı bu Kaan. Yapacaklarını açıkça söylemekten hiç utanmıyordu. Annelerini, koltukları hatta nerede olduklarını unutup cilveleşmeye başladılar. Kaan arsızca konuşup kızı utandırıyor, Songül utansa dahi altta kalmadan cevaplar veriyordu.
Halime hanım, oğlunun ulu orta kızı sıkıştırmasını görüp "Pes yani" diye söylenirken Kaan'ın telefonu çaldı. Teoman arıyordu. Ekrana bakıp yerinden kalktı. Uzaklaşırken Songül'e kalktığı koltuğu gösterip "Bunu alalım, rahatmış" demeyi ihmal etmedi.
"Damat bey nasılmış bakalım?"
"Ne sen sor ne ben söyleyeyim. Bizim ev devlet meselesi haline geldi. Alt tarafı kıçımızı koyacağımız koltuğu seçeceğiz, nedir bu tantana anlamadım gitti"
"Evlilik otel odalarında kalmaya benzemez kardeşim. Eşine sıcak bir yuva kuracaksın, içini huzurla dolduracaksın"
"Valla oteldeki yatağım hem sıcak hem de huzurlu"
Teoman kahkaha ile gülmeye başladı. Kaan'ın hep sert duruşunu görmüştü şimdi bu halleri komik geliyordu. Her konuşmalarında hay ben bu adetlerin diye başlayan cümleleri Teoman'ı çok eğlendiriyordu. Songül'ü kaçırma planı yaptığı zamanlar ise en eğlendikleri olmuştu. Neyse ki şu an biraz daha rahattı. En azından isteme merasimi acısız atlatılmıştı. Daha düğün var demek gelse de içinden son anda vazgeçti çünkü tekrar kaçırma planlarını devreye sokabilirdi. Kaan kafasına koyduğunu hızlı bir şekilde yapmasıyla meşhurdu, tabii eski hayatında. Şimdi tam tersi adım adım ilerlemek zorundaydı. Yıllarca tek başına aldığı kararları artık kalabalık aile ile alması gerekiyordu. Kaan anlattı Teoman güldü. Arada "Gülmesene kardeşim" dese da karşısında eğlenen adamın keyfi yerindeydi.
"Eğer düğün tarihini belirleyebilirsek ki bu yakın zamanda olmayacak gibi gözüküyor, davetlimsiniz"
Teoman çok katılmak istiyordu fakat kardeşinin ameliyatı ne zaman olacak ya da giderse o da gelmek ister mi diye endişeliydi. Timur'un Ecrin ile karşılaşmasını istemiyordu. Bu belki kaçınılmazdı fakat arkadaşının düğününe gölge düşürecek bir gerçekti.
"Sen zamanını söyle, gelmeye çalışırız"
"Öyle ucu açık konuşma Teoman. Ben senin nasıl bir insan olduğunu çok iyi biliyorum, yıllarca beraber çalıştık. Ben... Senin nikâh şahidim olmanı istiyorum"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GERÇEK YALANLAR (Tamamlandı)
RomanceDoğup büyüdüğü köyünden alınıp altın kafese yerleştirilen kızın kafesinden kurtulduktan sonra yaşadıklarını anlatan hikaye. Aslında yalanlarla çevrilmiş olduğunu anlaması ve bu yalanlar içinden kendi gerçeği ile çıkma çabası.