Songül, dükkânda Ecrin'in başında dikilmiş duruyordu. Ecrin ise giden müşterisinin ardından dağılmış olan tezgâhı toplamakla meşguldü.
"Şimdi sen yarın sabah ciddi ciddi o adamı ziyarete gidecek misin?"
"Ay şiştim Songül. Evet, gideceğim. Daha kaç defa tekrarlamam gerekiyor?"
"Yoldaşım Alp de gelecek mi?"
Songül, Alp ile aynı fikirde olduğu için kendine yoldaş ilan etmişti. Ecrin gülümseyip "Bilmiyorum" dedi.
"Peki, nasılmış öğrendin mi?"
"Gidince göreceğim için aramadım. Hem kötü haber olsaydı duyardık"
"Ecoşum bir şey soracağım"
"Ah sor Songül"
"Timur konusu kapanınca Alp ile evlenecek misiniz?"
"Acelemiz yok ama tabii evleneceğiz. Birbirimizi seviyoruz, anlaşıyoruz. Beraber yaşadığımız için uyumumuzda ortada"
Songül sinsice sırıtıp biraz daha yaklaştı.
"Her konuda mı uyumlusunuz?"
"Songül sen evlendikten sonra iyice edepsiz oldun"
"Ay ne var? İkinizde tecrübeli insanlarsınız. Kardeşçe yatmadığınıza eminim"
Ecrin kızarmaya başlayınca Songül daha çok sırıtıp omuz attı. "Utanma kız" dediği anda Ecrin kolundan tuttuğu gibi dükkândan kovaladı. Songül hem gülüyor hem de babasının yanına dükkâna gidiyordu. Ecrin ardından bakıp başını salladı. Gerçekten de fena bir şey olmuştu bu kız.
Ecrin sabah erkenden kalkıp sırt çantasına yol için gerekli eşyalarını yerleştirdi. Ziyaretini yapıp döneceği için fazla hazırlık yapmadı. Alp de hemen yanında giyiniyordu. Odaya sessizlik hâkimdi. Ecrin onunda kendisi ile gelmesini çok istese de dile getirmedi. Kolay bir ziyaret değildi açıkçası çok istekli de değildi fakat kendini zorunlu hissettiğinden gidiyordu.
Son telefon konuşmaları Timur'un ameliyat olacağını söylediği gündü. Bir daha aramamıştı. Bu Ecrin için olumlu bir durumdu. Teoman ile konuşup ameliyatının iyi geçtiğini biliyordu sadece. Şu an ne durumda olduğu, ayağa kalkıp kalmadığı hakkında bilgisi yoktu. Sırt çantasını arkasına taktı. Gitmek için hazırdı.
Alp karşısına geçip durdu. Dikkatle gözlerinin içine baktı. Tüm gece kendiyle savaş vermişti.
"Bende seninle geliyorum"
"Zorunda değilsin"
"Biliyorum ama sevgilimin yanında olmalıyım. İyi günde, kötü günde, hastalıkta, sağlıkta diyorlar ya hani"
Ecrin gülümsedi ve sıkıca sarıldı.
"Beni yalnız bırakmadığın için teşekkür ederim. Buna ihtiyacım vardı"
"Sana ihtiyacım var demek bu kadar mı zor?"
"Değil ama bu ziyareti istemediğini biliyorum"
"Evet, istemiyorum. Yine de yanında olacağım"
"Seni seviyorum"
"Biliyorum Ecoş Hanım..."
Alp omzuna uzanan saçlarını savurup önden gidince Ecrin ardından "Saç savurmasına kurban olduğum" dedi onu taklit ederek.
Oda numarasını öğrenip el ele koridorda yürümeye başladılar. Dışarıdan belli olmasa da ikisi de gergindi. Yol boyunca da pek konuşmamışlardı. Her ikisinin de kendi içindeki düşünceler onları sessizliğe sürüklemişti. Ne ile karşılaşacaklarını bilmiyorlardı ve bu onları geriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GERÇEK YALANLAR (Tamamlandı)
RomanceDoğup büyüdüğü köyünden alınıp altın kafese yerleştirilen kızın kafesinden kurtulduktan sonra yaşadıklarını anlatan hikaye. Aslında yalanlarla çevrilmiş olduğunu anlaması ve bu yalanlar içinden kendi gerçeği ile çıkma çabası.