GERÇEK YALANLAR (Tamamlandı)

Bölüm 1

Ecrin...

Okulların kapanması ile her zaman olduğu gibi sahilin, yazlıkçı akınına uğradığı sezon başladı. Kışın kendi halimizle yaşarken sanki her daim buradaymış tavırlarıyla gelen yazlıkçılar, dağdan gelip bağdakini kovma olayını en şiddetlisinden yaşamaya başladılar. Hayır, anlamıyorum sen kışın burada değilken biz ne halt ediyoruz sanıyorsunuz? Taş mı yiyoruz? Kendi halimizde geçinip gidiyoruz. Siz gelince daha çok kazanıp hanlar hamamlar sahibi olmuyoruz. Kendini velinimet saymanın, ben olmasam burada yaşam zor mantığına nasıl sahip olduklarını anlamış değilim.

Birde yetmiyormuş gibi eleştirmiyorlar mı? İfrit oluyorum. 'Aa burası ne olmuş böyleee?' canım yağmur yağdı, fırtına çıktı, yer yerinden oynadı. Senin sadece yazın aklına gelen evinin içine ot tıkamadık herhalde. Beş yıldır Ayvalık'ta yaşıyorum hala bu yazlıkçıları anlamış değilim. Siz en çok üç ay kalıp giderken biz on iki ay, iyisi kötüsüyle, güneşi yağmuruyla evimize sahip çıkıyoruz hatta sen farkında değilsin belki ama yaz gelirken hatırladığın evi de kendimizin gibi koruyup kolluyoruz.

Tatilcilere sözüm yok, onlar misafir. Edebiyle gelip tatillerini yapıp gidiyorlar. Edep kısmı tartışılacak bir konu ama çok takılmayalım. Benim güzelim uzuuunnn sahilime sabahtan akşama kadar çöreklenebilirler, yiyip içip ortalığın anasını ağlatabilirler ama olsun. Biz büyüklerimizden misafir baş tacı edilir diye öğrendik. Onlar gelmeden önce ve gittikten sonra temizliği de bu nedenle yaparız. Geldiklerinde hoş bulsunlar giderken içine etsinler.

Dükkânımın kapısında bu yazın nasıl geçeceğini düşünürken önümde bir adam durdu. Önce gölgesini gördüm sonra başımı kaldırıp baktım. Baktım... Baktım... Baktım... Uzun boylu, acayip yakışıklı kasları özenle şişirilmiş, karnındaki baklavalar, tüm baklava üreticilerinin örnek aldığı ölçülerde diyeceğimi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Hep söylerim, erkekler kadınlardan daha şanslı. Bu şans yelpazesi geniş bir konu ama benim değindiğim kısım göz şansı. Kadınlar daha bakımlı olduğu için onlar göz banyolarını bolca yapabiliyorlar. Bir de bizi düşünün... Etrafta kaç tane mükemmel vücut görüyorsunuz? Yani onlar bakıyorsa bizde bakmalıyız. Hemen kötü anlamayın, alınırım. Güzel bakmak sevaptırın, güzele bakmak sevaptır halinden söz ediyorum. Bizim de gözümüz banyo yapsın ama yok. Göbeği bir adım öden giden mi ararsın, kılları vücudunu kaplamış bir damla et gözükmeyeni mi? Konu giderek çirkin bir hal alıyor kapatıyorum. Gelelim karşımdaki adama...

Adamın tarifi bu uzayıp giden mükemmel erkek tanımı ile tam tutmuyor. İçinden birçoğu yok fakat cımbızla çekebildiğimiz özellikleri mevcut. Yani yiğidi öldürüp hakkını yemeyelim dimi? Uzun boylu, boyunuz benim gibi kısaysa genelde herkes uzun boylu oluyor ama siz yinede bu küçük ayrıntıyı atlayıp ona uzun boylu diyebilirsiniz. Geniş omuzları var ki omuzsuz adamlardan hiç hoşlanmam. Kaslı falan değil, zayıf. Açık kumral dalgalı saçları var. Genele vurunca sarışın bile diyebiliriz. O dalgalı saçlara toka taksan olur, yani o derece uzun. Dizinin üzerinde şortu, salaş t-shirtü ve parmak arası terlikleri ile doğal bir yazlıkçı görünümü sergiliyor. Çirkin desen çirkin değil, güzel desen güzel değil. Bu durumlarda kurtarıcı kelime ne? Hoş çocuk.

Hoş dedim dimi? O bir önceki cümlenin sonuydu. Başımı kaldırıp gözlerine baktım. Ben üç kat dolgunlaştırıcı rimel sürüyorum yinede kirpiklerim bu kadar uzamıyor. Kirpikler tam anlamıyla görevini yapıp gözlerine gölgelik olmuş. Yüce yaradanım bununla kalmamış, o nasıl göz arkadaş? İçinde sarı damarları olan yemyeşil gözler birde gri hare ile süslenmiş. Bu adam bu gözlerle dünyayı yerinden oynatır, demedi demeyin.

Ben bu biyolojik incelemeyi yaparken geçen sürenin tabii ki farkında değildim. Ne zaman ki güzel gözler kısıldı, o zaman kendime geldim. Adamın yüzüne nasıl baktıysam artık o da bana dikkatle bakmaya başlamış.