Alp salonun ortasında elleri belinde bir aşağı bir yukarı sinirle dolanıyordu. Ecrin de altta kalmayan bir tavırla kaşları çatık karşısına dikilmişti. Köyden döndükten sonra tüm büyü bozulmuş gibi kavgaya tutulmuşlardı.
"Ben o herifi ziyaret etmeni istemiyorum Ecrin"
"Sana bunu daha öncede söyledim Alp. Söz verdim. Bunu bizim için yaptığımı neden anlamıyorsun?"
"Anlamıyorum, anlamak istemiyorum. O herifle görüşmenin bize ne faydası olacak?"
Ecrin derin nefes alıp sakin olmaya çalışarak konuştu. Bu sinirle bir yere varamayacaklardı.
"Bak... Timur'un kafasındaki Ecrin hayalini yok etmenin yolu bu. Konuştum, anlattım ama yüz yüze bakıp gözlerimden de anlamasını istiyorum"
"Ha birde adamın gözlerine bakacaksın öyle mi?"
"Of Alp! Önemli bir ameliyat geçirdi, ne olursa olsun kocamdı o benim. İyi olduğunu ve bensiz hayatına devam etmesini istiyorum. Bensiz olabileceğini anladığı anda kafasındaki Ecrin özgür kalacak ve dolayısıyla bizde önümüze bakabileceğiz"
"Ben zaten önüme bakabiliyorum. Ondan gelecek hayır veya şerre ihtiyacım yok. Her koşulda seni korurum. Ben seni seviyorum kadın. Yıllardır bu kalbin içindeydin sen"
Elini yumruk yapmış söylediğini ispat etmek istercesine göğsüne vurdu.
"Alp..."
"Ne?"
"Bağırma bana! Son defa söylüyorum, o ziyareti yapacağım"
"İyi, yap... Ama bak yeminim olsun tek bir defa daha sana yaklaşmaya çalışırsa onu tahtalıköye ben gönderirim"
"He he..."
Ecrin biraz daha kavgayı sürdüremeyecekti. Dönüp dolaşıp aynı cümleleri kuruyorlardı ve Alp anlamamak için direniyordu. Arkasını dönüp giderken Alp hala söyleniyordu.
**
Akşam Kaan eve gelip kendi anahtarı ile kapıyı açıp içeri girdi. Ayakkabılarını çıkartırken "Ben geldim" diye seslendi. Songül başını mutfak kapısından uzatıp gülerek "Hoş geldin" dedi. Kaan'ın gülüşü evlendiği günden beri yüzünde asılı duruyordu. Songül onu gülen surata çevirmişti adeta. Yanına gidip sarıldı. Başını boynuna gömüp defalarca öptükten sonra "Birazda bu taraf" diyerek boynunun diğer tarafını defalarca öptü. Songül gözleri kapalı mest olmuş şekilde kollarında durdu. Son bir öpücükte dudaklarına bıraktı.
"Ne zaman geldin sevgilim?"
"Karıcım diyecektin"
"Karıcımsın ama önce sevgilimsin"
"Bir saat kadar oluyor. Yemek yaptım, tatlı yaptım, kurabiye yaptım"
"Bu saydıkların zaten her gün şu anki gibi kucağımda duruyor. Neden uğraştın ki?"
"Ay vallaha fazla oldun sen. Romantik kocam benim"
Kaan kahkaha atıp ellerimi yıkayayım diyip banyoya giderken Songül peşinden gitti.
"Akşam Ecrin'i davet edelim mi?"
"Alp cezalı mı?"
"Ecrin gelince yapışık ikizi Alp de geleceği için tek isim yeterli geldi"
"Canın misafir ağırlamak mı istiyor senin?"
"Evet ya... Kendi evimde, kendi yaptıklarımla ağırlamak istiyorum. Çok eğlenceli, evcilik gibi"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GERÇEK YALANLAR (Tamamlandı)
Любовные романыDoğup büyüdüğü köyünden alınıp altın kafese yerleştirilen kızın kafesinden kurtulduktan sonra yaşadıklarını anlatan hikaye. Aslında yalanlarla çevrilmiş olduğunu anlaması ve bu yalanlar içinden kendi gerçeği ile çıkma çabası.