Bölüm 14

4.2K 577 143
                                    

Kaan, Songül'ün ailesi ile daha fazla görüşmeye başladı. Onu tanımak adına birçok defa akşam yemeğine davet etmişlerdi fakat hep tek başınaydı. Evet, saygılıydı, açık sözlüydü, kendine güveni tam bir adamdı fakat aile bağlarına önem veren aile için bu yeterli gelmedi. Evliliğin sadece iki kişi arasında olmadığını karşındaki insanın ailesi ile de ortak paylaşımların olduğunu bilen yetişkinler artık bir aile tanışması olması gerektiğini dile getirdiler. İşte o andan sonra Kaan'ın içini bir panik sardı.

"Kaan, bir kardeşin olduğunu biliyoruz. Tanıdığımız bir sima ama şöyle karşılıklı oturup sohbet imkânını hiç yakalayamadık. Sonra ailen..."

Kaan derin nefes alıp başına gelecekleri kabullenerek "Önce Alp gelsin" dedi.

"Ailem başka şehirde yaşıyor. Ben uzun yıllardır onlardan ayrı hayatımı sürdürdüğüm için yaşadıklarımdan üstünkörü haberdarlar"

"Ne yani Songül'ü ailene anlatmadın mı?"

Ahmet Bey tek kaşı havada bu ne biçim iş der gibi bakıyordu. Kızını sevdiğini suratına söyleyen, yeri geldiğinde mangalda kül bırakmayan adam için garip bir durumdu.

"Şey... Ben önce aramızda her şeyi yoluna koyalım istedim"

"Neyi yoluna koyacaksınız oğlum?"

"İşte şeyi... İlişkimizi"

Kaan kaçacak alanı kalmadığını anladı. Bir an önce ailesini arayıp Songül'ü anlatmalıydı. Tabii bunu duyan annesi, babasını kolundan tuttuğu gibi yanına uçacaktı. Ahmet'in dik bakışlarına yelkenleri indirmenin daha doğru olduğunu düşündü. Ulan bu adam şimdiye kadar kimseye yelkenlerini indirmemişti. Ah Songül ah... Dağ gibi adamı maymun etti.

"En iyisi ben aileme haber vereyim"

"En iyiyisi"

**

Alp ve Ecrin Kaan'ın akşam yemeğinde Ahmet amcalarının sıkıştırmalarını dinlerken kahkahalarla gülüyorlardı. Alp abisini ilk defa bu derece çaresiz görüyordu ve hali çok komik gelmişti. Songül'e âşıktı fakat bu kavuşma kolay olmayacaktı.

"Hayır, anlamıyorum... Ne var nikâhı kıyıp bitirsek? Yok, ailem gelecek, tanışacaklar, anlaşacaklar sonra isteme, nişan falan filan. Ben bu kıza kavuşana kadar yaşlanırım arkadaş"

Ecrin koltuğa yayılmış Alp ile yan yana oturuyordu.

"Söylenme Kaan. Burası küçük bir kasaba ve en büyük eğlenceleri bu... Hem ne güzel bak adetlerini öğreniyorsun. Ne öyle yabancılar gibi biz evlendik diye çıkıp gelmeler"

Alp kaşlarını kaldırarak sevgilisine baktı. Bir an içi ürperdi. Şimdi bu kadın gelenekleri ölümüne savunuyordu da sıra kendilerine geldiğinde aynılarını onlarda mı yaşayacaktı?

"Ecrin beni korkutuyorsun"

"Sen neden korkuyorsun Alp? Evlenen abin"

"İçimde hain bir ses var, böyle sinsi bir gülüşle sıra sana da gelecek diyor"

Ecrin saçını savurup "Onu zamanı gelince düşünürüz" dedi.

"Saç savuruşuna kurban olduğum, kıymazsın bana dimi?"

Alp'in çocuk gibi masum, korkmuş hali Ecrin'in çok hoşuna gitti. İçindeki oyuncu kadın bunun üzerine zevkle oynayacaktı.

"Kaan en kısa zamanda annemleri ara gelsinler. Senin kayınpeder arıza çıkartır demedi deme"

"Aradığım anda yola çıkacaklar biliyorsun dimi?"

"Annem hadi, hadi diyip evin içinde koşturacak babamda dur be kadın diye söylenecek. Sonuç annem durmayacak, babam ne ara buraya geldiğini anlamayacak"

GERÇEK YALANLAR (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin