Aşıksın

37 9 3
                                    


Birini öptüğünde,

salıncakta sallanıyor gibi hissediyorsan, aşıksın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

salıncakta sallanıyor gibi hissediyorsan, aşıksın.




Zaman, bir kum saati misali hızla akıp geçiyordu. Ve akıp geçen zamana bir rakam sığdırmak giderek güçleşiyordu.

Onu tam anlamıyla tanıdığıma inanıyordum.

Sonra, aslında hiç tanımadığıma karar veriyordum.

Garip bir döngü içerisinde kayboluyordum.

Tanımak eylemi; adını, yaşını, mesleğini ve yahut ailesini bilmekten ibaret değildi, biliyordum.

Bir insanı tam anlamıyla tanıyor olmak; kitap okurken hangi kelimelerin altını çizdiğini bilmekti, çayı kaç şekerli içtiğini, sigarasını hangi parmakları arasında tutuyor oluşunu, güldüğünde yüzündeki kırışıklıkları, yine uyurken yüzünün aldığı o şekli, ayakkabılarını çıkarışını, sanki dünyanın yüküymüşçesine omuzlarında taşıdığı paltosunu, kızdığı zaman havalanan kaşlarını, elini cebine atışını, yürüyüşünü, kirpiklerinin sayısını bile biliyor olmaktı tanımak.

Onu tanıdığımı sanıyor ve her seferinde yeniden yanılıyordum.

O, tuhaf bir adamdı.

Hangi yıl ve zamanda ikamet ediyorduk, bilmiyordum. Fakat lapa lapa yağan kar, kış aylarında olduğumuzu hatırlatıyordu.

Yalnız başıma kahvaltı yaptım.
Ardından üzerime kalın bir hırka geçirip, kendime bol köpüklü bir kahve hazırladım. Balkonun kapısını hafifçe araladım. Kalan boşluktan sıyrılıp balkona çıktığımda çamaşır ipine konan birkaç kuş ürkerek gökyüzüne doğru kanat çırptılar. Balkonu inceden bir kar kaplamıştı. Balkon demirleri ve çamaşır telleri dahil her taraf kardı. Karla kaplanmış minderi silkeleyip oturduğumda, sabah güneşi yüzümü ısıtıyordu. Çatıdan eriyen kar suları, delik oluktan sanki bir şarkının en güzel notasıymış gibi ahenkle damlıyordu.

Kahvemden bir yudum aldım. Soğuk duvara hiç aldırış etmeden öylece arkama yaslandım. Başımı duvar ile buluşturduğumda eş zamanlı gözlerimi kapattım.

Hayatımın tam olarak neresinde,
nasıl olduğumu bilmiyordum.
Neler yaşayacağımı ve yahut beni nelerin beklediğini de.. Neler atlatmak zorunda kalacağımı.. Daha hangi enkazlardan sağ çıkacağımı.. Beni kimin yıkacağını..
Ya da kime yenileceğimi..

Bunların hiçbirini bilmiyordum.

Gözlerimi kapattım ve sanki dünyanın en güzel notasıymış gibi oluktan damlayan o kar suyunu dinlemeye devam ettim.

"Kahveni soğutuyorsun."dedi sanki dünyanın en güzel şarkısını söylüyormuş gibi çıkan ses.

Gözlerimi aralayıp başımı balkon kapısından tarafa çevirdim. Kahvemin soğuyor olup olması zerre umrumda değildi. Sadece ona bakıp yalandan bir tebessüm yolladım sonra başımı yine balkon demirlerine çevirdim. Kahvemden bir yudum alırken konuştu.

AWAREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin