Kırgın Yanlarım

33 7 0
                                    


Ufak bir hatırlatma;

Yara bandı kalbe yapışmıyor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yara bandı kalbe yapışmıyor.


.

Bedenini birkaç kez benden ayırmak istedi. Ama buna izin vermedim. Sıkıca sarıldım ona. Kalbinin sesini duydum. Kokusunu ciğerlerimin en derinlerine hapsettim.
Benden kurtulmak için çırpınmak yerine bu kez konuşmayı seçti.

"Gökçe..hadi toparlan artık. Ben ikimize birer kahve yapayım. Sonra balkona oturup konuşalım istersen biraz."

Sesi.. Sesi dünyanın en güzel sesiydi.

Konuşmak yerine kollarımı bedeninden istemeye istemeye ayırdım. Yüzüne bakmadım. Sebebi neydi bilmiyorum ama bakamadım. Kendimi bir suç işlemiş gibi hissettim. O ise parmaklarını çeneme götürüp yüzüne doğru kaldırdı. Gözlerim hâlâ ondan ayrıldığına epey mutsuz olan kollarımdaydı.

"Gözlerime bak."dedi. Sesi, içimi titretmişti.
Bakışlarımı kollarımdan ayırıp gözlerine diktim. Kapkaraydı. Ölülerin yasını bürünmüşçesine kara..

"Ben şimdi ikimiz için kahve yapacağım. Sende elini yüzünü yıkayıp, üzerine kalın birşeyler giy ve balkonda beni bekle."

Tepkisizce yüzüne bakmaya devam ettim.

Yüzü, uçurum sonunda o ince patika yolu karşılayan eşsiz bir manzara gibiydi.

"Anlaştık mı ?"dedi gözleri hâlâ gözlerimdeyken.
Kafa sallamakla yetindim.

O, doğru mutfağa gitti. Ben ise kalkıp yere dağılmış tuvallerimi ve boya fırçalarımı topladım. Ardından banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. Montumu üzerime geçirip, balkona çıktım. Turuncu minder hala aynı yerinde duruyordu. Gidip oturdum. Soğuk hava bir tokat gibi yüzüme yüzüme çarpıyordu yalnızlığımı.
Sevilmeyişimi, güçsüzlüğümü, kaybedişlerimi..

Çok geçmeden gri paltosu ve iki kahve kupası ile geldi. Kahve kupasının birini bana uzatıp yanımda kalan o ufak boşluğa oturdu. Kahvesinden bir yudum bile almadan tütününü yaktı. Derin bir iç çekti. Zehrin ciğerlerinde dolanışını hissediyor gibiydim. Sonra geri verdi. Kahvesinden bir yudum alıp başını benden tarafa çevirdi. Ben ise o an ona bakmayı bırakıp kahvemden birkaç yudum aldım.

"Nereye gittin ?"dedi.

Hemen cevap vermek yerine biraz duraksadım. Çünkü konuşsam asırlarca içimi döküp birşeyler anlatabilir, ki sussam beni dilsiz bile sanabilirdiniz.

"Eve. Eşyalarımı almaya."dedim.

Başını önüne çevirdi. Sanki soracak bi sorusu kalmamıştı. Fakat benim anlatılacak tonlarca şeyim vardı.

"Babam ile karşılaştım. Evi öyle arkama dönüp bakmadan terk edip gittiğim için hâlâ bana oldukça kızgınlar. "
Kahvemden bir yudum alıp bana çevrilmiş gözlerine bir anlık baktım. Sonra devam ettim.

AWAREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin