Hepsi bir sofrada toplanmış oturuyordu. Jin hayatında asla yemeyeceği tüm yemekler bu masada karşısında duruyordu. Yer masası olduğundan bükülü bacakları ağırmış ve önüne konmuş pilavı yerken etrafı incelemeye başlamıştı.
Aslında ev çok büyük değildi. Hatta hiç değildi. Kesinlikle kendi evinin salonu kadar evi vardı Taehyung'un. Küçük bir televizyon yere yakın koltuğun karşısına yerleştirilmişti. Eski halılar düzensiz bir şekilde konumlandırılmıştı. Eski açık renk ahşaplar ve eski sürgülü kapılar Joseon dönemi evleri anımsatıyordu. Daha sonra gözleri ayaklarında gezindiğinde Taehyung'un aptal terliklerini gördü. Ayaklarında onun Deadpool figürlü terliklerini giymişti. Cidden bunu yapmıştı.
Mahallesi enteresandı. Herkes birbirini tanıyor ve herkes herkese muhakkak selam veriyordu. Taehyung eve gelene kadar çok fazla kişiye selam vermişti. Hatta bir teyzeye yolumuzun ters yönü olsa da poşetlerini taşıyarak evine kadar eşlik etmişti.
Jin kendisini kesinlikle fazlalık gibi hissetsede teyze yol boyunca seceresine kadar öğrenmişti. Hatta kızının fotoğrafını göstermişti. Kızını neden göstermişti anlayamamıştı ki Taehyung ona açıklamıştı. Bu onu kızı için beğendiğine işaretti. Jin kendisiyle övünürken Taehyung'un canı sıkılmıştı. O mahallenin tek yakışıklısıydı ve tüm kızlar ona hasta olmalıydı.Jin aslında kendisine kültür şoku yaşatmıştı bir nevi. Kendi kültürlerine göre o kadar farklıydı ki. Evin babası yüksek kahkahalarla gülüp eğlenebiliyordu. Kendi babası da öyleydi fakat her şeyin bir adabı olduğu için asla buradaki gibi rahat olamıyordu. Abap kuralları vardı fakat kuralsız her şey daha güzeldi.
İçki şişeleri masaya geldiğinde gözleri büyüdü Jin'in. Daha reşit olmamıştı Taehyung.
"Olmaz! Taehyung daha çok küçük."
Tüm gözler Jin'e çevrildiğinde herkes kahkaha atmıştı.
"Oğlum bugün Taehyung artık reşit oluyor."
Bakışları afallamıştı Jin'in. Bu gerizekalı Taehyung neden bir hafta daha sabredip yasal yollarla içkisini içmemişti onun yerine onun odasını kusmuklamıştı?
Taehyung'a kısa bi' bakış attığında gözleri suçluluk psikolojisinden öne doğru düşmüş bir çocuk beklemiyordu.
Zaten yakınında olan bedenini omzuna kolunu atıp kendisine çekti.
"Doğum günün kutlu olsun Taetae!"
Taehyung ciddi anlamda şaşırmıştı. Gerçekten ilk defa bu kadar yakın olduğu birisi olmuştu. Nefretin hakim olduğu ilişkilerinde yavaş yavaş sevgi ele geçiriyordu.
"Senin amına koyacağım ulan niye tuvalette uyuya kalıp beni ailene rezil ediyorsun. Oğlunuz öldü diye nasıl evde koştum haberin varmı? Gerizekalı."
Kulağına gelen hiddetli kelimelere sadece gülümseyerek cevap vermişti Taehyung. Pekala sevginin bir şeyi ele geçirdiği yoktu.
Hala aynı şekilde duruyorlar ve birbirlerine gülümsüyordular. Bu gülücüklerin içinde birçok küfür, birçok yumruk vardı. Bu görünmez savaş ise ilk gözlerini çekenin mağlup olacağı türdendi.
"İyi ki doğdun Taehyung..."
Annesinin hazırladığı pasta eşliğinde ışıklar sönmüş fakat iki çocuğun gözleri birbirinde kesinlikle asılı kalmıştı. Bu artık savaş olmaktan çıkmıştı. Kim çekerse çeksin gözlerini her ikisi de mağlup olacaktı sanki.
"Hadi çocuğum üfle mumları!"
Babası heyecanla ellerini çırparken annesinin gözleri istemsizce doluyor ağlamamak için zor tutuyordu kendisini. Taehyung Jin'in gözlerinin içine bakarak dileğini tutmuştu. Sonra gözleri pastaya dönünce arkadan babası dilek tut diye bağırıyordu. Onu onaylayıp direkt üfledi mumları. Karanlıkla kulağını yalağan kelimeler kalbini sinsice hızlandırmıştı.
"Ben de bir hediyen var Kim Taehyung."
neden bu kadar soft tüm bölümler
ŞİMDİ OKUDUĞUN
body and soul ㅃTAEJİN
Historia CortaKızlara düşkünlüğüyle bilinen Taehyung okulun yeni çocuğuyla pek masum olmayan anılar biriktirmeye başlar. "Çok ateşlisin bebek." ¹²³⁴⁵⁶⁷⁸⁹⁰