''Bahçe ne kadar hoş düzenlenmiş. Öyle değil mi Yaman?''
Yanındaki Barbie bebeği, birbirinin benzeri sorular sormaya devam ederken önündeki tabaktan bir lokmayı ağzına atmadan önce,
''Evet, tabi. Harika.'' dedi ve çatalın ucundaki et parçasını ağzına attı. Ağzının içindeki tat oldukça hoştu ama gecesini burada geçirmekten hoşnut olmadığı için yeterince tat vermiyordu. Bir an önce bitirebilmek için hızlı lokmalarla tabağındakiler yedi. Tabak boşaldıkça başka bir tabak kondu önüne. Hayatı boyunca pek çok yemekli toplantıya katılmıştı. Oralarda pek çok vasat yemek yemişti ancak buradakiler gerçekten yenmeye değecek kadar lezzetliydi. Teyzesi paraya kıymış ve yemek konusunda masraftan kaçınmamıştı anlaşılan.
Aklına gelen teyzesini etrafta görebilmek umuduyla başını yukarı kaldırarak onu bulabilmek için göz gezdirdiğinde iki masa uzakta misafirlerinden birinin omuzuna elini atmış neşeyle sohbet ederken buldu onu. Tam onun yanında, ona arkası dönük uzun boylu esmer bir kadın vardı. Nişan davetine katılan herkesten farklı olarak sade bir etek ceket kombini giymişti. Siyah saçlarını tepeden at kuyruğu şeklinde toplamış ve dalga dalga dökülen saçları omzundan geriye bırakmıştı. Oldukça tanıdık gelen bu görüntüye bakmaya devam ederken uzun boyu ile teyzesinin yanında dururan kadın, teyzesi ile sohbet etmeye devam ediyor ve teyzesi de sürekli gülen yüzüyle bakışlarını ona kaldırıyor ve muhtemelen o da ona gülümsüyordu. Bir kaç saniye sonra kadın masadakilerle vedalaşıp yanlarından ayrılmak için onun olduğu tarafa döndüğünde, Yaman yutmak üzere olduğu şarabın boğazına kaçmasıyla neredeyse boğuluyordu.
Nefes almak için öksürdükçe yanındaki kadın sırtına vuruyor ve;
''İyi misin Yaman? Su iç biraz istersen.''
Yaman kadının uzattığı su bardağını alıp bir kaç yudum su içerken gördüğü kadını kaybetmemek için etrafa göz atmaya devam ediyordu. Ne kadar olmuştu onu görmeyeli? Beş yıl mı? Yoksa altı yıl mıydı? Yoksa daha mi fazlaydı? Son görüştüklerinde aralarında yaşanan tatsız meseleyi hatırladı. Günler süren tartışmalarının ardından ona bebeği aldırdığını söylemiş ve sonrasında ondan bir daha haber almamıştı. Ortak arkadaşları arasında konusu açıldığında hepsi ondan haber alamadığını söylemişti. İlk zamanlar ortadan kaybolmasıyla ilgili kendini fazlasıyla suçlu hissetmişti ancak gün gelip erkek kardeşiyle karşılaştığında Simge'nin başka bir adamla evlenmek üzere evden kaçtığını öğrendiğinde içi rahatlamıştı. Ancak yine de zaman zaman kendisini onu düşünürken bulmaktan alıkoyamamıştı. Evlenmeyi, evden kaçıp gizlice evlenecek kadar kafasına koymuştu demek diye düşünmüştü. Kendisine yaptıklarını göz önüne alındığında Simge gibi biri için gayet normal gelmişti bu yaptığı. Buna rağmen kimdi acaba evlendiği adam diye düşünmeden de duramamıştı içten içe.
Bebek krizinden önce, kendini bir ilişkiye en yakın gördüğü kadın Simgeydi. Upuzun ve simsiyah saçlarını savurdukça içi titrerdi Yamanın. Kendine has kokusuyla birlikte daha da etkilenir ve sürekli onun saçlarıyla oynarken bulurdu kendisini. Oldu olası kadında uzun saçı sevmişti zaten ama Simgenin saçları ona çok daha farklı bir etki yapıyordu.
Onunla ilgili anılar zihnine hızla hücum ederken yanındaki kadın onu daldığı anılardan hızla geri çıkardı.
''Sen iyi misin? Çok kötü görünüyorsun. İstersen kalkalım, otelde dinlenir, toparlanırsın.''
''Ben iyiyim, merak etme. Sadece şarap kaçtı boğazıma. Büyütecek bir şey yok.''
Bunu söyledikten sonra masaların arasında sakin adımlarla ilerleyen Simgeye yöneltti tekrar bakışını. Her misafirle tek tek ilgileniyor ve gülümseyerek bir şeyler söylüyordu. Acaba benim olduğum masaya da gelecek mi diye düşündü bir an için. Onu gördüğünde ne tepki vereceğini merak etti. Sevinir miydi? Yoksa... Ne tepki verirdi acaba..?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutkunun Bedeli
RomanceSimge, tutkuyla bağlı olduğu Yaman'ı evliliğe ikna etmek için akıl almaz bir plan yapar. Ondan gizli doğum kontrol ilacı almayı bırakır ve gerisi doğanın kendi akışına bırakır. Planın en önemli kısmı gerçekleşir ve hamile kalır. Mutlulukla kendini...