''Ben anlamam. Ailesiyle gelip efendi efendi isteyecek seni.''
Simge, Merve'nin gayet ciddi duran yüz ifadesi ve ses tonundaki ciddi olduğunu belli eder sertlikte söylediği şeye şapşalca gülmekten başka bir şey yapamıyordu. Elindeki şakayığı ucundan budadıktan ve yapraklarını kestikten sonra önündeki köpüğe sapladı ve diğer çiçeklerle uyumunu inceledi. Yüzünde engelleyemediği gülüşü ile masanın önünde hızlı adımlara volta atan arkadaşı Merve'ye;
''Bizim bir çocuğumuz var biliyorsun değil mi? İstemeye gelmesi biraz saçma olmaz mı? Yani düşünsene; Kıvanç hayır evlenemezsin annemle dermiş bir de. Ha ha ha''
''Gülme. Sen bu işi ciddiye almıyorsun ama bu çok önemli. Hak ettiğin o düğünü yapmak zorunda. Sana borçlu bir kere bunu. Sen onu görünce yelkenleri suya indirdiğin ve hülyalı hülyalı bakmaktan başka bir şey yapmadığın için bu işi aile büyüğün olarak ben üstleniyorum. Yani canım arkadaşım, en başında başlıyoruz her şeye. Önce elinde çiçeği ve çikolatası ile gelip seni teyzoşuyla isteyecek, sonra elinden zehir gibi kahveyi içecek, sonra da telli duvaklı gelinliğinle sana masal gibi bir düğün yapacak. Kız tarafı olarak bu konuda asla taviz veremeyiz. Anladın mı beni?? ''
Simge anlamaktan da öte, gözlerinin önünde canlanan hayale kendini kaptırmış arkadaşının söylediklerini çok uzaktan işitiyordu. Bir film gibi kendini gelinlikle Yaman'ın kollarında neşeyle kahkaha atıp dans ederken izliyor ve sanki gerçekmiş gibi bundan keyif alıyordu.
''Simge? Duymuyor musun beni? Bir şey söylesene yahu!''
Merve'nin yakınına kadar gelip ona çıkışmasıyla kendine gelerek;
''Koca kadınım ben, çoluklu çocuklu hem de. Fazla abartıya gerek yok. Sakin bir nikah yapar, peşinden de sevdiklerimizle birlikte yemek yer ve evliliğimizi kutlarız. Yamanla konuştuk bunu zaten. Ben ne istersem ona uyacağını söyledi. Bir de sen bana uysan keşke. ''
''Ya kuzucum. Her genç kadının hayali değil mi bu? Yüzlerce mutlu çift geçti gözümüzün önünden. Sen niye onlardan biri olmaktan kaçıyorsun anlamıyorum hiç. Çocuklu olman bunu değiştirmez. İlk kez evlenip gelinlik giyeceksin sen.''
''Of Merve. Gayrı meşru çocuk doğurdum ben. Büyük, şatafatlı ve kalabalık bir düğün yaparsam el alem ne der. Ben sana söyleyeyim. Ne utanmaz kadın derler kesin. Kimsenin ağzına düşmek istemiyorum açıkçası. Zaten zor buldum huzuru. Gerçekten hiç gerek yok canımcım. ''
''Seni gerçekten anlamıyorum.'' diyerek derin bir nefes verdi Merve. ''El alem ne der demeden Kıvanç'ı doğurdun ama şimdi el alem ne der diye çocuğunun babası ile düğün yapamamam diyorsun.''
''İkisi başka şeyler. Karıştırıyorsun şekercim.''
''I ıh. Kesinlikle karıştırmıyorum. Toplum dayatmalarına karşı gelmiş bir kadınsın sen. Herkesten daha güçlü, daha inatçısın. Al tarafı formaliteden gelip isteyecekler, sonrada her evlenen çifte yaptığımız gibi bir düğün yapacağız. Eğlenceli ve unutulmaz bir anı olacak sizin için. O laf eder dediklerin kim Allah Aşkına ya? Yaman'ın teyzesi mi, kız kardeşleri mi? Kim söyle bana!''
''Merve! Sen bu kadar düğün istiyorsan bul birini de sana yapalım o şatafatlı düğünü. Ne oldu şu OkCupid'de mesajlaştığın adam. Seni görmek için gelmeyecek miydi Antalya'ya?''
Merve oturduğu tabure önce öne eğildi, sonra yüzüne dökülen saçlarını savurarak başını geriye attı ve
''Never.. Not possible.. Non è possibile. '' diye inledi.
''O kadar kötü ha? '' diyebildi Simge. ''Hani iyi gidiyordu bu kez? Sormasam söylemeyeceksin yine dimi?''
Merve yavaşça normal duruşuna dönerken,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutkunun Bedeli
RomanceSimge, tutkuyla bağlı olduğu Yaman'ı evliliğe ikna etmek için akıl almaz bir plan yapar. Ondan gizli doğum kontrol ilacı almayı bırakır ve gerisi doğanın kendi akışına bırakır. Planın en önemli kısmı gerçekleşir ve hamile kalır. Mutlulukla kendini...