Bölüm 6

40.1K 1.6K 76
                                    

Yaman'ın bir kaç saat öncesine kadar yıllar önce geride bıraktığı baba olabileceği ihtimali aklına bile gelmemiş sadece Simge'nin kaçarcasına uzaklaşmasının sebebini öğrenmek istemiş, bu yüzden de bu işlerde uzman olduğunu bildiği bir tanıdığına telefon açarak ondan Simge hakkında bilgi toplamasını istemişti. 

Öğlen olmadan aradığı kişi geri döndüğünde ilk önce Simgenin evli olup olmadığını sormuştu. Öğrendiği bilgi yüzünde ilk olarak keyifle bir tebessüm oluştururken, onun bekar oluşunun verdiği keyif ondan koşarak kaçmış olması gerçeğinin  yol açtığı keyifsizliğe dönüşmüş ve bu rahatsız edici duyguya daha fazla katlanamayacağına karar vererek ona ulaşmak için harekete geçmişti.

Bağlantıda olduğu kişiden onun iş adresiyle ev adresini yazılı olarak almış ve ''En iyisi gidip kendim öğreneyim, hem onu tekrar görmüş olurum .'' diyerek en sevdiği spor arabasına binerek yola çıkmıştı.

Simge hakkında öğrendiği bilgilerden bir diğeri de dün geceki nişan partisini düzenleyen firmanın ortağı olduğuydu. Bunu öğrendiğinde şaşırmış sonra da tam ona göre bir iş zaten diyerek duyduğu şeyden memnun olmuştu. Birlikte oldukları vakitlerde Simgenin onun için evinde yaptığı ufak tefek değişikler başta çok rahatsız etse de gerçekten ev gibi hissettirmiş ve bu değişiklikler zamanla hoşuna gitmişti. Mesela evinde çiçek yetişebileceği hiç aklına gelmezdi ancak Simge, fazla ilgi beklemeyen büyük saksı bitkileri ile evini daha yaşanılır bir alan haline çevirmişti.

Beklediği ışığın yeşile dönmesiyle ardı ardına kafasında dolanan düşünceler birbirini kolavalarken arabasını vitese atarak gaza bastığında, küçük çocuğun arabasına olan hayran bakışları aklına geldi ve farkında olmadan gülümsedi. Gerçekten tatlı bir çocuktu Kıvanç. Arabalar konusundaki merakı kendi çocukluğunu hatırlatmıştı. Yine de bu, o çocuğa babalık yapabilecek kadar yakın hissettirmeye yetmiyordu. Tahminen şu an beş yaşında filan olmalıydı. Bebekliğine ve büyümesine şahit olmadığı bir çocuğa sahip olduğu düşüncesi oldukça garip hissettiriyordu. Üstelik asla baba olmayı istememişti.

''Ah Simge..'' diye dişlerini sıkarak hırsla söylendi arabayı sürmeye devam ederken.

Ne olacaktı şimdi? Çocuğun karşına geçip;

''Selam. Ben senin babanım ama sana babalık yapamam çünkü bu işlerden hiç anlamam!'' mı diyecekti?

Farkında olmadan direksiyondaki parmaklarını öfkeyle sıkarken parmak boğumları acımaya başlamıştı. Bundan sonrasında ne yapacağını gerçekten bilemiyordu. Çocuğu nüfusuna geçirip ortadan kaybolabilirdi ama bu bir şekilde yanlış geliyordu. Özellikle çocuğun ışıldayan gözlerindeki hevesle kendine bakışı ve onu arabasıyla gezdirmesini isteyişindeki sıcaklığı hatırladıkça midesinin üzerine bir şey oturuyor ve onu nefessiz bırakıyordu.

Belkide baba olmayı denemeliydi. Sonuçta etrafı baba oldum ben diye böbürlenerek dolanan şerefsizlerle doluydu. Onlar baba olabiliyorsa kendiside bal gibi olabilirdi.

Aklına gelen son düşüncenin farkına vardığında şaşkınlıkla;''Neler düşünüyorum ben böyle!'' diyerek aklındaki bu saçma düşünceden kurtulmak için arabasının gaz pedalına biraz daha sert basarken, bir eliyle sıkıca direksiyonu kavrayıp diğer eliyle vitesi bir bir yükselti ve trafikteki araçlar arasında makas atarak ilerlemeye devam etti. Otele vardığında yapacağı ilk şey bir avukatla konuşmak olacaktı. Yada belki arkadaşlarından birine danışmalıydı. Avukat işini daha sonra da yapabilirdi. Önce tüm bu saçmalığı biriyle paylaşmalıydı. Yo hayır, hiçbir arkadaşına anlatamazdı bunu. Belkide Yaseminle Yaren'i aramalıyım diye düşünüp karar vermeye çalışırken polise yakalanma ihtimaline aldırmadan hızla otele doğru sürdü.

Tutkunun BedeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin