Uzaktan çalan telefonun sesine uyanan, daha doğrusu uyanamayan Yaman, yattığı yatakta hissettiği baş ağrısının şiddetiyle, belki azalır diyerek ters dönerek yastıkla kulaklarını kapattı. Bu pozisyon sesin şiddetinde her hangi bir değişiklik yapmayınca, kafasının üstündeki yastığı yere fırlatarak tekrar sırt üstü döndü. Tam kalkmak için hamle yapacağı anda telefon susunca oh be diyerek kendini yeniden sırt üstü yatağa bıraktı.
Başı çatlayacak derecede ağrıyordu. İki gündür deli gibi içki içmişti. Dün gece Şeyma'yı odada bırakarak kendine başka bir oda tutmak üzere lobiye indiğinde yeni odasına içki siparişi verip öyle çıkmıştı.
Bir şeyleri unutmak zorundaydı. Bilinçli olduğu her an tek düşünebildiği Simge ve Kıvançtı. Çare olmuyordu hiç bir şekilde içki de. Sağladığı tek şey, zonklarcasına ağrıyan başı, kusmakla kusmamak arasında gidip gelen midesi ve tüm vücudunun dayak yemişcesine hissettiği yorgunluktu.
Parmakları ile şakaklarını ovarak çektiği ağrıyı biraz olsun hafifletmeyi denedi. Bir yandan midesi dönüp dururken, yataktan kalkıp banyoya gitmek büyük bir mücadele gerektiriyordu. Hareket etmezsem kusmam herhalde dedi kendi kendine. Sonra yaptığının çocukça bir oyalama olduğunu kendi kendine söyleyerek uzandığı yerden doğruldu. Nede olsa çocukluktan çok uzaktı ve üstelik başka bir çocuğun babasıydı.
Kıvanç'ın Babası.. ne kadar uzak bir sıfattı..Birlikte oldukları dönemde Simgenin böylesi güçlü bir karaktere evrileceğini hiç düşünmemişti. Aslında onun hakkında çok uzun uzadıya düşündüğü de söylemezdi.
Onunla ilgili hatırları kalın bir çizgiyle ikiye bölünüyordu.Birlikte oldukları her anın en yüksek seviyede keyif içerdiği ve onu görmeden geçirdiği zamanlarda hissettiği boşluk hissi. Bu yüzden her işini Simgeye göre ayarlar olmuş, onunla daha fazla vakit geçirebilmek için prensip edindiği pek çok alışkanlığını askıya almıştı. Sadece bu anı yaşamak istiyorum. Bittiğinde her şey eski haline döner nasılsa diyerek kendini onunla birlikte olmak için yaptığı özverilerin önemsizliği konusunda ikna ediyordu.
Çizginin diğer tarafındaysa, Simgenin ilişkileri ilerledikçe sıklıkla evlilikten bahsetmeye başlaması ve en sonunda bir gün ben hamileyim diyerek hayatının şokunu yaşatmasıydı. Sevişmeye başladıkları ilk zamanlar Yaman sürekli kondom kullanıyordu. Zamanla sevişerek geçirdikleri sürenin artmasıyla beraber ortaya doğum kontrol hapı kullanma fikri çıkmıştı. Düşündüğünde bu Yaman için harika bir fırsattı çünkü organında plastik bir kılıf olmadan, kendini onun çıplaklığına gömebilecek, olmaktan en çok hoşlandığı yeri tamamen hissedebilecekti. Bir yerde okumuştu, belki Twitter belki başka bir yer.. "Kondomla sevişmek, gaz maskesiyle gül koklamaya benzer" ilk okuduğunda evet ya, kesinlikle öyle demişti ama bu fikrime rağmen birlikte olduğu kadınlarla kondomsuz asla sevişmemişti. Ta ki Simgeye kadar...
Midesinden yükselen safrayı daha fazla kontrol edemeyecek hale geldiğinde yalpalayarak banyoya koştu. İçini boşalttığında bir daha bu kadar içki içmeyeceğine yeminler ediyordu.
"Hepsi senin suçun... Evlenmekten bahseden bir kadına güvenmemen gerektiğini bilecek kadar zeki bir adamdın oysa.." diye çıkıştı aynadaki yansımasına.
Kendiyle olan kavgasına devam ederek duşa girdi. Çıktığımda oda telefonun yeniden çaldığını duydu. Beline sardığı havluyla, masanın üzerinde çalan telefonun yanına gitti.
"Efendim."
"Günaydın Yaman Bey. Ben resepsiyondan Murat. Umarım uyandırmadım."
"Yo, hayır. Uyandırmadınız. Ne vardı?"
"Dün geceki talimatınız gereği, bu sabah odanız boşaldıktan sonra temizlik yapmak için ekibi yönlendirdik. Ancak farklı bir durumla karşılaştık. Rica etsem odaya gelebilir misin? Ben de hemen geçeceğim eğer uygunsanız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutkunun Bedeli
DragosteSimge, tutkuyla bağlı olduğu Yaman'ı evliliğe ikna etmek için akıl almaz bir plan yapar. Ondan gizli doğum kontrol ilacı almayı bırakır ve gerisi doğanın kendi akışına bırakır. Planın en önemli kısmı gerçekleşir ve hamile kalır. Mutlulukla kendini...