Bölüm 4

40.4K 1.6K 36
                                    




Gece geç saatlere kadar Merveyle konuştuktan sonra sabah uyanmak oldukça zor gelmişti. Gördüğü saçma sapan rüyalardan sıklıkla uyanıp, oğlunun yattığı odaya giderek sürekli onu kontrol etmişti.

Şimdi evin bahçesinde oğluyla oturmuş, kahvaltı yapmaya çalışıyordu. Dün gece Merveden öğrendiği kadarıyla Yaman onun peşine düşmemiş, yanındaki kadınla birlikte yaklaşık bir saat sonra teyzesinin evinden ayrılmıştı. Hissediği rahatlama yine de gece rahat uyumasına yetmemişti.

Oğlu tabağındaki yumurtayı çatalıyla itekleyip dururken, o sadece kahve içerek kendine gelmeye çalışıyordu. Kıvanç yine hiç susmamacasına konuşuyor ve birazdan gidecekleri yüzme dersi için heyecanını dile getiriyordu.

Daldığı düşüncelerden kapı zilinin çalmasıyla sıyrıldı ve Simge yerinden korkuyla zıpladı. Oğlu bu hali ile dalga geçerken yavaş adımlarla kapıya gitti ve gözetleme deliğinden baktı. Merve elinde pastaneden alınma olduğu poşetle kapıda dikiliyordu. Arkadaşını görmenin verdiği keyifle keyifle kapıyı açtı ve içeri aldı.

''Geldiğine öyle sevindim ki''

''Mutfakta bir dünya iş var ama seni yalnız bırakmak istemedim ve iyi olduğunuzu gözümle görmezdem rahat edemezdim. Birlikte kahvaltı yaparız, öyle geçerim diye düşündüm.'' dedi elindeki poşeti havaya kaldırarak

''Oğluşun en sevdiği pastadan da getirdim. Nerdeymiş benim Kıvançım?''

Mervenin eve girmesiyle, evin içindeki kasvet dağılmış, Kıvançla birlikte attıkları kahkalar evin içinde yankılanmaya başlamıştı.

Merve, ''Ah yeter, ben yoruldum. Mola istiyorum.'' diye kendine koltuğa bıraktı.

Kıvanç koltuğun tepesinde zıplıyor;

''Ben kazandım.. Ben kazandım..' diye sevinç çığlıkları atıyordu.

Simge, Merveyle dün gece hakkında biraz daha konuşabilmek için;

''Aynen küçük balık.. Sen kazandın.. Hadi git arkadaşınla oyna biraz, teyzen dinlensin.'' dedi oğluna.

Kıvanç yüzünde teyzesini yenmenin keyfiyle;

''Havuza gidicez ama dimi anne?''

''Gidicez oğlum. Sen biraz oyna, ben de teyzenle sohbet edeyim, sonra birlikte çıkarız.''

İki kadın dün gece hakkında hararetle konuşurken Kıvanç açık olan sokak kapısından çıkmış, karşı evde oturan arkadaşı Batuhanlara gitmek için karşıdan karşıya geçiyordu. tıpkı annesinin öğrettiği gibi önce sola, sonra sağa ve tekrar sola baktıktan sonra güvenli olduğunu düşündüğü sokaktan yolun karşısına geçerek evlerinin kapısını çaldı.

Simge onun güvenle karşıya geçtiğini gördükten sonra Kıvançla Merve boğuşurken yeniden yaptığı kahveyi arkadaşına uzatarak sanki dün gece saatlerce konuşmamışlar gibi yeniden olanlar hakkında konuşmaya başladı.

Kıvanç kapının açılması için bir süre bekledikten sonra bir kez daha zile basıp birisinin ona kapıyı açmasını beklemeye devam etti. O esnada sokaktan geçen bir araba yavaşlamış evlere bakıyordu. Açılmayan kapıyı beklemekten sıkılan Kıvanç evine dönmek için kapıdan ayrılarak kaldırıma indiğinde araba durmuştu ve;

"Hey çocuk, bakar mısın?"

Kıvanç yabancılarla konuşmaması gerektiğini defalarca annesinden duymuş ve ona söz vermişti ancak yanına yanaşan araba öylesine güzel ve parlaktı ki gözlerini arabadan alamıyor ve daha iyi görebilmek için yakınında olmak istiyordu.

Tutkunun BedeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin