"Erişilmez oluşun yıldırmıyor beni, belki bilhassa bundan dolayı bakbülsün"Sonunda kına merasimi bitmişti. Yatağına uzanıp avucunun içine baktığında, kınasını görünce gülümsedi Mehmet, Zilan ise son kez geçireceği odasında oturmuş etrafına bakıyordu. Her ne kadar annesine kırgında olsa,
üzüldüğünde kimin dizlerine yatacaktı şimdi. Elleriyle diktiği akşam sefasını kim sulayacaktı, aklında bunun gibi, binlerce düşünceler varken nasıl Mehmetle yeni bir hayata başlayacaktı oda bilmiyordu.
Düşünmeyi bırakıp uyumak için yatağına girecekken o sırada Narinle Dilan girdi odaya.
"Ablacım! yatağında bizede yer varmı?"
"tabiki, Narinle Dilan en ufak gök gürültüsünde bile Zilanın yanına koşarlarken, şimdi onun gidecek olması onları çok üzüyordu. Dilan Zilana sarılarak,
"Abla gitme! Mehmet eniştem gelsin buraya olmazmı"
O sırada Narin gülmeye başladı,
"saçmalama Dilan! hiç Mehmet eniştem iç güveysi gelir mi buraya. Hep neden işin kötü tarafından bakıyorsun? ablam giderse oda bize kalacak akıllım"
" Ama bu hiç adil degil ki! Mehmet bizden ablamızı çaldı resmen"
O sırada Dilanla Narin, Zilanın gözünden akan yaşları farkedince onlarda ağlamaya başladılar oan. Son kez kardeşlerinin kokusunu içine çektikten sonra uykuya daldı.
***************
Adana'da ise davul zurna sesleri yeri göğü inletirken, Mehmetse çoktan kalkmış ayna karşında damatlığını giyiyordu. Bütün gece uyumamıştı heyecandan hala inanamıyordu evleneceğine, taaki kendisini ayna karşısında damatlıkla görene kadar.Aşağı indiğinde bütün aşiret oradaydı,kapının önü konvoy için hazırlanan arabalardan geçilmiyordu adeta. Ahmetse gelin arabasını onun yerine süslemiş getirmişti. Mehmet ailesiyle birlikte kız evine giderken,
Zilangilin evinde ise mutlulukla karışık bir hüzün vardı. Kızıyla son kez konuşma yapmak için odaya giren Mustafa bey kızını gelinlik içinde görünce duygulandı yine,,
Zilanın yanına oturarak,
"Yavrum, bugün bu kapıdan gelinlikle çıkacak olsanda hala benim gözümde çocuk kalacaksın bunu sakın unutma! Evlendin diye hiç bir şey değişmeyecek, hâlâ bu evin ilk göz ağrısısın sen"
"Kendini hiç sahipsiz sanma sakın tamamı, ailen arkanda kızım" dedi. Söylediği her bir cümle Mustafa beyin bağazında düğümlenirken daha fazla konuşamadı.Zilansa babasını öyle görünce içindeki kırgınlığı unutup sımsıkı sarıldı sadece ona,
Arabadan inip Zilanı bekleyen Mehmetse, heyecandan ne yapacağını şaşırmıştı. O sırada babasının kolunda kapıdan çıkan Zilanı görünce derin bir nefes aldı. Sanki onu görene kadar nefes almayı bilmiyormuş gibi,
Mustafa bey ise kızına son kez baktıktan sonra, Zilanın elini Mehmet'in eline tutuşturarak,
"Artık sana emanet oğlum!" Dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hafıza Çiçeği ( DÜZENLENİYOR)
Short Story"Mehmet içinde bulunduğu binlerce maske arasında hayatını yaşıyordu.On beş yaşında ayrıldığı memleketinden yirmi üç yaşında geri dönmüştü. Aşkı eğlence parkı zannederken, Zilanı gördüğü an çiçekler açmıştı en karanlık sokaklarında" *...