♧8.BöLüm♧

153 47 12
                                    

 

"Aşk neydi, bile bile ölüme yürümek miydi?"

Mehmet hayatına mal olacak ilk adımını çoktan atmıştı bugün. Zilanı öperek kaderinin ağlarını örmüştü istemedende olsa, Zilan ise  ilk öpücüğünün etkisinden Canın ona bağırmasıyla uyanmıştı.

"Zilan! ne yapıyorsunuz lan burada! O sırada Mehmet ayağa kalkarak,

"hayırdır kardeşim ne oluyor!"

Ne mi oluyor! bu oluyor" Can Mehmet'in  yüzüne yumruk atınca yere düşmüştü  Mehmet neye uğradığını anlamadan, Zilan ise bu durumda  çığlıklarıyla Adanayı sarsmıştı adeta,

"Mehmet! iyimisin?" Mehmet burnunu tutarak, "iyim bir şeyim yok merak etme"

"Burnun kanıyor nasıl bir şeyin yok, sen ne yaptığını sannediyorsun Can! neden böyle bir şey yaptın?"

"Asıl sen ne yapıyorsun Zilan? sen bu adamı nasıl öpersin ha, nasıl dokunmasına izin verirsin? ben daha sana dokunmaya kıyamazken sen bu herife nasıl izin verirsin?"

"Lütfen sus Can yeter! anla artık seni sevmiyorum ben, bunu daha kaç kere söylemem gerek lütfen daha fazla konuşma"

Can Zilandan bir kez daha duyduğu sözlerin acısını Mehmet’ten çıkarmıştı bu sefer,

"Seni gebertecem lan!"

Bu sefer Mehmette altta kalmamıştı, Can la mehmet kavga ederken Zilanın elinden bağırmaktan başka bir şey gelmiyordu,

"Kimse yok mu? ne olur yardım edin"

"Sen kimsin oğlum! bana bak Zilanın yakasını bıracaksın tamammı, yoksa öldürürüm seni!"

"Asıl sen kimsin? bak elimden bir kaza çıkmadan çık  git! buradan, kız seni istemiyor duymadın mı lan istemiyor"

Can Mehmeti tanımasada Mehmet onu
tanıyordu. Ahmet onu kaç kere bu konuda uyarmıştı ama o kulak ardı etmişti her seferinde, şimdi ise kötü bir şekilde tanımışlardı birbirlerini.

Canla Mehmet yerde boğuşurlarken Zilan karşıda çırpınıyordu adeta.

"yapmayın ne olur!. Allahım yardım et!kimse yokmu lütfen yardım edin!"

Merve bir şeyin ters gittiğini anlamıştı ama elinden hiç bir şey gelmiyordu, kendi kendine söylenirken o sırada Ahmet gelmişti.

"Ne oldu Merve bir sorun mu var?"

" şey Ahmet galiba Can göle gitti"

"Gitsin yani ne var, bunda"

"muhtemelen Zilanla Mehmette orada."

" Ne ! Ne dedin sen?"

"Ya anlasana onlar gölün  ordalar. Ben nerden bileyim ya Zilanla Mehmetin orda olacağını, Zilan buluşacağını söylemediki bana ben tesadüf eseri gördüm onu göle giderken, Canda sorunca göle gitti dedim, Zilanla Mehmette ortalıkta gözükmeyince,, Ahmet Merve’yi dinlemeden koşmaya başladı göle doğru.

"Hey nereye Ahmet!"

"Ben bunların olacağını biliyordum
Allah kahretsin, sen ne yaptın Mehmet" Ahmet bir yandan söylenirken bir yandanda koşuyordu nefes nefese. O sırada karşıdan gelen çoban bağırmaya başladı,

"yardım edin gölün orada kavga var!" Merve bir telaşla belindeki peşmalı yere atarak koşmaya başladı, bütün işçilerde Merve’nin arkasında gittiler.

O sırada Can cebinden bıçağı çıkararak bu kavgayı kökünden halletmek istiyordu kendince, Mehmet'in  üzerine doğru yürümeye başladı, Zilan ise bıçağı görünce iyice korkmuştu çığlık atarak,

"Mehmet dikkat et bıçak var!" Mehmet ne yapacağını şaşırmıştı resmen, bir anlık refleskle  kendini korumak için elini bıçağa attığında Can bütün hıncıyla bıçağı sallayarak Mehmet 'in elini kesti.

eline baktığında damla damla akan kanları görünce olduğu yere yığıldı oan, kan tutmuştu onu çocukluğundan beri bu hiç değişmemişti. Zilan Mehmet'in kanlar içinde yere yığıldığını görünce neye uğradığını şaşırmıştı nutku tutulmuştu şoka girmişti resmen,

Daha sonra bir anlık şokun içinden güçlüklede olsa çıkıp  ilk önce eteğinin önünü yırtarak Mehmet'in  elini titriye titriye alıp eteğinin parçasına bastırmaya çalıştı, bir yandanda gözünden akıttığı her bir yaşlar Mehmet'in  yüzüne çarpıyordu adeta.

"Lütfen Mehmet uyan lütfen ölme"
Can ise ne yaptığının farkında bile değildi henüz, kekeleyerek,

"Zilan ben böyle olmasını istememiştim ne olur bir şey söyle? bayıldı sadece korkma"

"Kes sesini dokunma ona, hep senin yüzünden oldu bütün bunlar" Zilan Mehmet'in  kafası yerde olmasın diye dizlerine koydu. Halbuki daha bir kaç dakika önce böyle oturuyorlardı ama  şimdi ne hale gelmişlerdi, hala idrak edemiyordu bütün bu olanları.

"Mehmet lütfen uyan bizim için uyan"

Zilanın Mehmet için çırpınışlarını gördükçe Can dahada kahroluyordu bu manzara karşısında, o sırada Mehmet gözlerini açmıştı. Zilan Mehmet'in   uyandığını görünce,

"şükürler olsun Allahım sonunda, Mehmet iyimisin?"

"İyim Zilan korkma yok bir şeyim, kanı görünce öyle kötü oldum biraz.
Kan tutuyor beni bu yüzden bayıldım."

"Bu yüzden mi bayıldın yani? bende kötü bir şey sandım, çok korktum biliyor musun sen!"

"Mehmet ama elin çok kötü kanıyor! kanı durdurmaya çalıştım ama dikiş atılması gerek"

Mehmet eline bakamıyordu bile titriyordu resmen, Zilan bunu farketmiş olacak ki elinden tutarak,

"Bakma sen, ben sardım elini şimdi, ama hastaneye gidip elini göstermemiz lazım lütfen hadi gidelim"

Mehmet doğrulup ayağa kalkarak,

"Bumu lan senin erkekliğin!" diyerek bu kezde Mehmet Cana kafa atarak, kavgayı dahada kötüye çevirmişti bu hareketiyle,

Ahmet ise  göle geldiğinde gördüğü manzaraya bakınca ne yapacağını şaşırmıştı bir yandan çaresizce çırpınan Zilan bir yandan ölümüne kavga eden arkadaşları, Zilan Ahmeti görünce çok sevindi.

"Ahmet lütfen yardım et! yoksa öldürecekler birbirlerini" dedi.

Ahmet araya girerek,

"ne yapıyosunuz ya! hiç yakışıyor mu size şu halinize bak yazık valla yazık"

"Ahmet karışma kardeşim bu işe gebertecem bu herifi!"

Mehmet; "Sen kimsinde beni öldüreceksin ha it!"

Ahmet araya girmesine rağmen Mehmet'le Canı ayıramıyordu .Zilan ise bu duruma daha fazla seyirci kalamadı bütün haykırışlarıyla,

"yeter artık Can! bir son ver şu saçmalığa artık, seviyorum ben Mehmeti tamammı biz çıkıyoruz artık"

"Anlamıyorsun dimi hala, seni sevmiyorum ben!  lütfen daha fazla zorlama" Zilanın bu itirafı sadece Canı değil göle gelen herkezi şaşırtmıştı.

Zilan ise ağzından çıkan bu sözleri kendi söylediğine hala inanamıyordu ,üstelik bu itirafını herkezin içinde söylediğinde öyle utanmıştı ki ne yapacağını bilmez hale gelmişti. Bir an her şeyin bir rüya olmasını diledi.

Hafıza Çiçeği ( DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin