"Hiç aklımda yokken, düştün yüreğime"
Mehmet Zilana doğru yaklaşarak,
"Hoşgeldin "dedi gülümseyerek. Ne yani bu şeyleri Mehmet mi hazırlamıştı şimdi? ama neden dedi içinden, neden böyle bir şey yapmıştı ki? Zilan hiç bir şey anlamamıştı.
Mehmet Zilanın bir şey söylememesinden ne kadar çok
şaşırdığını anlamıştı işte bu güzel bir şeydi." İyi misin? neden konuşmuyorsun?" Zilan şaşkınlığını üstünden atarak,
" İyim sadece şaşırdım biraz sen mi yaptın bunları?"
"Evet" dedi Mehmet, gövde gösterisi yaparak " Evet ben yaptım."
"Begendinmi? valla ben çok beğendim. Seninde beğeneceğini düşündüm, şey aslında özür dilemek istedim malum tanıştığımızdan beri pek iyi şeyler olmadı, o yüzden özür dilerim Zilan"
Zilan daha gördüğü şeyi hazmedememişken, birde Mehmet'in özrünü duyunca iyice şaşırmıştı. İki gün önceki Mehmetle bu Mehmet arasında dağlar kadar fark vardı, gerçekten bu aynı adam mıydı? daha sonra içinden konuşmayı bırakarak,
"Şey gerçekten bunu sen mi yaptın? üstelik neden böyle bir şey yaptın?"
"Tamam özür dilemek için yaptın, ama normal bir şekildede söyleyebilirdin dimi? neden bu kadar zahmet ettin ki?" Zilan bu durumdan rahatsız olmuş gibi görünsede, aslında çok beğenmiş hatta hoşuna bile gitmişti.
Mehmet bu tavrı hiç beklemiyordu, bir anda hevesi gitmiş yüzü düşmüştü.
"Beğeneceğini düşündüm bence her kadın balonu sever sen sevmiyor musun?"
"Yok aslında çok severim ben balonları ama...." o sırada Zilanın sözünü keserek
"Lütfen Zilan! bir şans ver bana, geçmişi bırakalım ikimizde. Kos koca insanlarız dimi? Evet haklısın bazı tatsız olaylar oldu ama her şey için çok geç değil"
Zilanın amasının altında aslında çok olumsuz şeyler yatarken, Mehmet'in içten sözleriyle bir anda yumuşadı.
"Tamam" dedi Zilan, tebessüm ederek. Mehmet çok sevinmişti sonunda Zilanı yumuşatmıştı. Onun bu tavırlarından sonra bırakıp gitmesinden çok korkmuştu.
"İstersen piknik alanımıza gidelim"dedi elini o yöne uzatarak, Zilan önden giderek balonların olduğu yere doğru gitti. Öyle güzeldiki huzur vericiydi ortam adeta. Yere diz çöktü ardından da Mehmet geldi, Zilanın tam karşısına oturdu. Zilan yiyeceklere baktığında pastanın bile oluşu onu çok şaşırtmıştı.
Her şey o kadar dört dörtlüktü ki, bütün bunlar bir özür için fazla değilmiydi? Zilan sofrayı süzerken Mehmet ise onu izliyordu.
" Lütfen çekinme, her şeyden al bunların hepsi senin için" Zilan okadar çok geriliyordu ki eli ayağı titriyordu resmen. Mehmete belli etmemek için kendini kasıyordu.
"Teşekkür ederim saol pek aç değilim ben" bunu söylerken karnındaki gurultuyu Mehmet'in duymasından ödü kopuyordu.
"Neden böyle yapıyorsun? yermisin bir şeyler lütfen" Mehmet elindeki çatalı böreğe batırıp, Zilana uzatarak
"Yemezsen arkandan ağlar sonra"
Zilan gülmeye başladı oan,"Gerçekten ağlar mı?" Mehmet şimdiden Zilanı güldürmeyi başarmıştı bile. Planı gayet iyi gidiyordu.
Zilan onunla zaman geçirdikçe, rahat
olmaya başladı artık, kasmıyordu kendini ilk başlardaki gibi .Mehmet'te ilk defa bir kızın yanında huzurlu hissediyordu, ama Zilan kadar kasmıyordu kendini. Alışkındı o her gün bir kızla çıktığı için. Bir süre sonra aralarında sessizlik oluşmuştu ne Zilan nede Mehmet konuşacak bir şey bulamamıştı heyecandan.O sırada sessizliği bozan ilk Mehmet olmuştu.
" Soru cevap oynayalım mı?"
"Zilan nasıl bir oyun" dedi kısık bir sesle,
"İşte adı üstünde karşılıklı sorular
soracağız ve cevaplıcaz. Var mısın?""Peki tamam oynayalım"
Mehmet bu oyunu bahane ederek aslında Zilanı tanımak ve bir an önce planını sonlandırmak istiyordu.Aslında işten içe korkuyordu Zilana bağlanmaktan onun masumluğu karşında eziliyordu adeta. Aklındaki düşüncelerden utanmıştı onu tanıdıkça, neyse başlamışlardı oyuna. "İlk ben soracağım" dedi Mehmet.
"Peki ne istersen sorabilirsin?" dedi Zilan, kendinden emin bir şekilde.
"Sevgilin varmı?" en çok bu cevabı merak ediyordu. Zilanın hislerini.
"Hayır sevgilim yok" dedi tok bir sözle, Mehmet güldü o sırada,
" Güzel "dedi Zilanı süzerek,
Zilan ne demek istediğini anlamamıştı
sıra ona geldiğinde," Kaç puanla mezun oldun? yani ortalaman kaç Mehmet?" Zilanın bu soruyu sormasını hiç beklemiyordu.
"Başka sorumu yoktu? üstelik en düşük ortalamayla mezun olduğunu nasıl söyleyecekti ki ona? "Mehmet bir şey demeyince Zilan gülmeye başladı,
"Yoksa düşük ortalamayla mı mezun oldun?" Mehmet hiç istifini bozmadan,
"Yok canım, gayet ortalamam yüksekti. Seksenle mezun oldum ben." Dedi
"O kadar da yüksek değilmiş"
"Sahi Zilan sen ne mezunusun?" dedi Zilanı küçük görerek,
"Üniversite mezunuyum ben. Veterinerlik bölümü" Mehmet çok şaşırmıştı oysa Zilanın ortaokul mezunu olduğunu düşünmüştü. Zilan imayla,
"Ne sandın Mehmet ilk okul mezunumu?"
"Yok estağfurullah da şaşırdım ne yalan söyleyeyim, peki seninki kaç?"
"Benim ortalamam doksan canım, sınıf birincisiydim ben"
" Anladım bak meslektaşmışız seninle ne kadar çok ortak yönlerimiz var dimi?"
"Evet, bende Merve'den duymuştum
veteriner olduğunu. Bizim kızlar malum senin hakkında her şeyi biliyorlar. Maşallah sosyal medyada her anını çekmişsin bilmemek mümkün değil""Ne yani beni mi takip ediyorsun sen?"
Zilan ağzından kaçırdığı potu nasıl düzelteceğini bilemedi. Resmen stalkladığını itiraf etmişti. kelimelerini düzelterek,
"Şey yani öyle diyorlar"
" Hiç boşuna çevirme lafı Zilan hanım, beni gizlice stalklıyor dun dimi? vay be hiç beklemezdim senden, neden istek atmadın da böyle bir şeye gerek duydun? Hahaha gerçekten çok komiksin"
"Hiçte bile!" Zilan kıpkırmızı olmuştu resmen, nasıl böyle bir şeyi söylerdi ona. Daha fazla burada durmak istemiyordu Mehmet'in karşısında durdukça ağzından çıkacak kelimelerden korkuyordu çünkü.
"Ben gidiyorum! bu oyunda burada bitti!" Zilan ayağı kalkıp,
"Her şey için teşekkürler, gitmem lazım hoşçakal"
Zilan resmen gidiyordu. Mehmet böyle olacağını hiç tahmin etmemişti, oysa daha çıkma teklifi bile etmeden, üstelik iddayı kaybetmek üzereydi. Mehmet bir anda ayağa kalkıp
"Zilan bidakka bekle!"
"Evet seni dinliyorum"
"Benim daha söyleyeceklerim bitmedi ama"
"Benimki bitti, şimdide gidiyorum."
Zilan gitmek için bir adım attığında, Mehmet Zilanın kolundan tutup kendisine doğru çekerek,"Ömrüne talibim" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hafıza Çiçeği ( DÜZENLENİYOR)
Conto"Mehmet içinde bulunduğu binlerce maske arasında hayatını yaşıyordu.On beş yaşında ayrıldığı memleketinden yirmi üç yaşında geri dönmüştü. Aşkı eğlence parkı zannederken, Zilanı gördüğü an çiçekler açmıştı en karanlık sokaklarında" *...