"Takvimin en güzel yaprağıydı seni tanıdığım gün"
Sonunda okul bitmişti. Hiç istemediği memleketinin sınırları içerisindeydi artık Mehmet. İnek dışkısı kokuyordu burası, şimdiden geldiğine bin pişman olmuştu. Zaten yollar beterdi taşlar yüzünden otuzda gidiyordu, gerçi çokta meraklı değildi oraya gitmeye. Ama yinede ağırdan satmak en iyisiydi onun için. Arabanın altı vurdukça iyice çıldırıyordu, başladı küfüre gaza yüklendi.
Giden gitti nasılsa diyerek sürmeye başladı. Kasabanın içine girdiğinde ise tam o sırada koyun sürüsüyle karşılaştı yine durmak zorundaydı.
"Of! nereden çıktı bunlar hangi devirde yaşıyoruz ya! bu işi illa yolun ortasındamı yapmak zorundalar? zaten geç kaldım babamda arayıp duruyor sanki bilerek oyalanıyoruz anasını satayım!"
Mehmet gelen aramalara bakarken bir kaç saniyede olsa kafasını çevirdiğinde, koyun sürülerinin arasından kuğu gibi süzülen bir kız göründü. Zilan yuvarlak yüz hatlarıyla, siyah saçları omuzlarında, hafif dalgalı, kumral tenliydi. Mehmet obsesifti bu yüzden her şeye detaycı bakardı.
Bir ıslığıyla koyun sürüsünü iki dakikada ayırmıştı Zilan. Halbuki kendisi daha bir ıslık bile çalamıyordu. Kendinden utanmıştı onu görünce, en çokta kulağının arkasına taktığı sarı çiçeği dikkatini çekmişti. Zilan onun tanıdığı hiç bir kıza benzemiyordu çok etkilenmişti ondan. Ama nereden bilecekti ki bu aşkın ona zarar vereceğini?.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hafıza Çiçeği ( DÜZENLENİYOR)
Short Story"Mehmet içinde bulunduğu binlerce maske arasında hayatını yaşıyordu.On beş yaşında ayrıldığı memleketinden yirmi üç yaşında geri dönmüştü. Aşkı eğlence parkı zannederken, Zilanı gördüğü an çiçekler açmıştı en karanlık sokaklarında" *...