Bence Ulaş Gay!

10.2K 462 41
                                    

"Evinin adresi, en sevdiği şeyler, ailesi... Tamam da eski sevgililerini de araştırsaydın ya Dilan." dedim elimdeki kağıt -Büyük çoğunluğunu Ulaş'ın taş resimlerinin oluşturduğu fotoğraflar- destesini çantama sıkıştırırken. 

"Hiç bir kızla çıkmamış ki."

"Gay midir ki?"

"Saçmalama kızım az."

"Beni beğenmemiş, eski sevgilisi olmamış. Bence gay."

"Vazgeçme. Ne yapacaksın çocuğu etkilemek için?"

"Evinin karşı dairesi satılıkmış oraya taşınmayı düşünüyorum, okul dışında etkilemem lazım. Yoksa adım çıkar."

"Annenler izin verir mi ki?"

 "Bir telefonuma bakar."deyip kıkırdadım. Kıkırdığımı duyan matematikçi -TAM BİR ŞEREFSİZ- Dilan ile beni sınıftan kovdu. Biz de bahçeye çıkıp konuşmaya devam ettik. O sırada Ulaş basketbol sahasından yeni çıkıyordu. Saçlarının altında bir kaç ter damlacığı ve kızarmış yüzü -özellikle mavi gözlerinin etrafı- ve elinde taşıdığı  forması ile önümüzden geçti.Yanındaki arkadaşları kıkırdayarak beni gösterdi. O da -dudağından okuduğum kadarıyla- arkadaşına sessizce "Fena da değilmiş ama salak sanki." dedi. Bu çocuk harbi dayak istiyor ama! Hem beni beğenme hem de bana salak de ayıp oluyor ama. İnsan müstakbel sevgilisine böyle der mi? Müstakbel sevgilisi mi? Ben bu olaya kendimi fena halde kaptırdım sanırım. Neyse ilk olarak ev işini halletmem lazımdı.

"Saat kaç Dilan?"dedim sinirle.

"14.13"

"O zaman New York'da saat 7 olmalı.Uyanmışlardır arayım annemi."deyip telefonuma sarıldım.

Çalıyoorr... Çalıyoooorr. -AÇSANA ARTIK KADIN ŞU TELEFONU!- Çalıyoooor...

"Good Morning."dedi uyuklayan sesiyle.

"Öğlen oldu öğlen,ne good u ne morning i?"

"Ne istiyorsun benden?" dedi gülerek.

"Evimi taşımak istiyorum." dedim bir çırpıda.

"Niye?"

"Canım sıkıldı. Para yatır hesabıma, gerisini hallederim."

"O zaman bir şartım var."

"Neymiş?"

"Kardeşin İstanbul'a geliyor,seninle kalmasına izin ver."

"Niye gönderiyorsun o salağı ya!" dedim bağırarak, Dilan eliyle sessiz ol işareti yapıyordu.

"Nerdeyse Türkçe'yi unuttu hem liseyi Türkiye'de okumasını istiyorum. Biliyorsun yeni başladı liseye."

"Başka evde dursun banane."

"O zaman sende aynı evinde kalırsın.Başka bir şey var mı?Kapatıyorum."

"Tamam tamam kalsın benimle."

"Aferin iki saat sonra havaalanına git."

"Anne 2 saat içinde nasıl gelsin?"

"Uçağa dün bindi." dedi gülerek.Bu kadın beni delirtiyor. İnsan kendi kızına oyun oynar mı ya? Üvey miyim ben?

"Beni oyuna mı getirdin?"

"Herhalde kızım. Anneni ne zannediyorsun sen?"

"Tamam o zaman para yolla."

"İyi yolluyorum şimdi. Hatice nasıl memnun musun?"

"Hıı. Memnunum. Bir tek Bulut geliyor değil mi?"

"Hı hı. Senin derste olman gerekmiyor mu?"

"Ders boş."

"Beni kandıramazsın ama... Her neyse kardeşini almayı sakın unutma!"

"Tamam."

"Good bye."dedi neşeli bir sesle.

"Sen de mi gelsen sen de unutmuşsun Türkçeyi."dedim imalı bir şekilde.

"Hadi kızım. Kendinize iyi bakın. Aksilik yaparsa beni ararsın."

"Tamam anne. Yolladın mı sen parayı?"

"Çoktan."

"Hadi görüşürüz."

"Görüşürüz."deyip telefonu suratıma kapattı. Bu sırada okul zili çalmış herkes dağılmaya başlamıştı. Dilan'a yol boyunca annemle konuştuklarımı anlattım ve en sonunda Faruk Amca'nın ofisine girdik.İstediğim evi söyledim. Faruk Amca beni tanıdığından hemen ev ve nakliye işini halletti. Ben de para meselesini halledip evime -şu andan itibaren eski evime-  geçtim. Kıyafetlerimi ayarladım. Gerisini nakliyeciler halledecekti. Ben de havaalanına gidip baş belası kardeşimi beklemeye koyuldum. 

ARKANDAN KOŞAMAM SAÇIM BOZULURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin