Bu sabah erkek çocuk doğurmuş aşiret gelini gibi kalktım yataktan. Aynanın karşısına geçip suratımdaki gülümsemeye baktım. Çok saçma ben sabahları mutlu olmam pek... Gözümün önünde bir kare canlandı. Ulaş'a vuruyordum. Kafamı biraz daha zorladım. Aklıma gelen anılarla mutluluk hormonlarım tavan yaptı.
Dün Gece
"Benden tekrar hoşlanmanı diledim... Duygularıma karşılık bulabilmeyi..." dedi Ulaş ciddi bir ses tonunda. Suratımda 'Kafamı buluyorsun lan benimle?' ifadesi olduğuna adım gibi eminim. Bana 'Tepki vermeyecek misin? Ahahahah takılı kaldı salak' bakışları atarken birden omzuna yumruk atmaya başladım.
"Masal! Masal! Dur napıyorsun?" deyip geri çekilmeye çalıştıkça daha sert vurmaya başladım. Bileklerimi tutup vurmamı engelledi.
"Neden vuruyorsun?" dedi gözlerimin içine merakla bakarken.
"Ne zamandan beri bu sözleri bekliyorum haberin var mı?!" diye bağırıp tekrar vurmaya çalıştım.
"Yani?" dedi gülümseyerek. Kendimi geri çektim.
"Seni sevmiyorum, unuttum ben seni." dedim umursamaz bir tavırda. Artık bu ne kadar mümkün oluyorsa.
"Yapma Masal az önce bu lafları duymak istediğini söyledin." dedi ukala bir şekilde sırıtarak.
"Yani şaka mı yaptın?" dedim utanarak. Allahım eğer şakaysa valla kendimi atarım şuradan ya...
"Ciddiyim." dedi. Gözlerine baktım. Şaka yapar gibi bir hali yoktu.
"Şaka yapmıyorsun değil mi?" dedim üzerine yürüyerek.
"Kaç kere ciddiyim demem gerek?" dedi hafif sinirlenerek.
"İyi." dedim arkamı dönerek.
"İyi mi? Sadece iyi mi?" dedi inanamayan bir sesle.
"Napayım sana sarılayım mutlu mutlu yaşayalım mı? O dediğin filmlerde olur canım! Sınıfın ortasında bağırarak beni rezil ettiğin günleri de unutmadım." deyip içeri girdim. Aferin kız sana. Adam oluyorsun yavaş yavaş. OO YEAHHH! Ulaş da benden hoşlanıyormuş. Aşıkmış dırırırım dırırımm aşıkmış dırırırm dırırım Aşıkmış Ulaş aşıkmış... Masal'a aşıkmış... Hemen odama geçip Ulaş mesaj atmış mı diye beklemeye başladım. Bir tane mesaj var tabi mesaj atacak. Çok sürünürsün Ulaş sen çok! Mesajı açtım. OPERATÖR MESAJI MI! Demek oyun istiyorsun Ulaş Bey! KAMAAN! NAAAV! Telefonu yastığımın yanına koyup uyumaya başladım.
Sabah
Hala mı mesaj atmadı bu ya? Keçi gibi ya! Keçi ile laz karışımı hatta! Üzerimi giyinip odadan çıktım. Bulut çok mutlu gözüküyordu. Öyle ki kahvaltıyı bile o hazırlamış. Hatice Abla'yla kavga ediyorlar.
"Olur mu heç Bulut Bey. Ben hazırleyiverem."
"Yok Hatice Abla ben hazırlarım."
"Anneniz görüverse ya bunu beni kovuverirdi."
"Yok yok söylemem ben."
Bende en iyi şeyi yaptım. Oturdum ve kahvaltımı ettim. Okula doğru yürümeye başladığımızda Bulut hala mutlu gözüküyordu.
"Mutluluğunun sebebi ne?" dedim merakla.
"Okullar arası bir kamp var ona katılacağım." dedi gülerek. Bulut? Kamp? Mutlu olmak? Asla bir araya gelemeyecek üçlü.
"Hasta mısın sen?" dedim elimi alnına götürerek.
"Ne saçmalıyorsun Masal ya? Senden kurtulacağım işte!" dedi gülerek. Benim kardeşimden başka ne beklenilir ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARKANDAN KOŞAMAM SAÇIM BOZULUR
RomanceElindeki tek şey güzellik olan bir kız... Kızımıza çirkin diyen bir erkek... Kızımız inatçı. Güzel olduğunu kabul ettirmek zorunda ama bilmediği bir şey var. Erkek de aynı oranda inatçı. İnatçı olmasının ise sebebi var... Kızımız güzel olduğunu kabu...