ARKANDAN KOŞAMAM SAÇIM BOZULUR

Salak Mıyım? EVET!

Ulaş'a cesaretimi toplayıp aşk ilanı yaptım çocuk bana bön bön bakıyor. Lan bir cevap versene! Yok yok olmuyor. En iyisi ben şu işe bir el atayım.

"Tamam şaşkınsın biliyorum. Bu yüzden bir şey demeni beklemeyeceğim. Sadece bunu bil." deyip odama çekildim. Ya ben mal mıyım? Ben neden çocuğa durduk yere onu sevdiğimi söylüyorum. Çocuk bana sarılacak 'Uuu bebeyim bende seni seviyordum.' mu diyecek sandın? Yok yani insan en azından 'Sevmiyorum.' der onu da demiyor. Öküzün trene baktığı gibi anca bakıyor. Televizyon sesi mi duydum ben? Allahım!! Al bu canımı da kurtar beni! Ben çocuğa 'Seni seviyorum.' diyeyim çocuk tepkisiz kalıp televizyon izlesin. Faça yok mu faça. Kendimi façalayacağım yeminle. Ya ben niye seni seviyorum dedim ki bu çocuğa? Zamanı geri alamıyor muyuz? Hadi nolur alalım! Lütfeen!! Zamanı geri alalım vallla iyi akıllı kız olacağım. Hadi geri alalım. Hani bir reklam vardı ya 'Bir zamanlar annesiyle daha fazla vakit geçirmek isteyen bir çocuk varmış. Bu yüzden hayatını araştırmalara adamış. Şimdi Mr. Muscle mutfak ve banyo temizleyiciyle karşınızda...' diye o çocuk gibi olacağım. 'Bir zamanlar sevdiği çocuğa onu sevdiğini söyleyen bir kız varmış, sonradan çok pişman olmuş. Şimdi zaman makinesiyle karşınızda...' Kezbanlığın dibini ekmekle sıyırdım resmen şu son yaptıklarımla! Çocuğa rezil olmadığım gün yok. Hobi olarak rezil oluyorum resmen!

Ayak sesleri mi duyuyorum? AHA ODAMA GELİYOR! Ben çocuğun suratına nasıl bakarım ya? Ölü taklidi mi yapsam? Uyuyormuş gibi? Evet uyuyormuş gibi güzel fikir! SUPER PLAN! Ayak sesleri git gide yaklaşıyor.

Görev 1: Öyle bir koş ki yatağa saniyede yatağın içinde ol.

Görev 2: Uyuyormuş gibi yap. 

ARE YOU READY MASAL??? YES!!! KOŞ! KOŞ! KOŞ! KOŞ!!! SENİ BURAYA MASA DİYE KOYANIN BEN... SERÇE PARMAK KATİLİ SENİ!! AHH! Çok acıyor be. Gir yatağa Masal gir! Kapı açılıyoooor....

"Uyuyor musun Masal?" diyen kişi Bulut'tu. Ne yani şu an boşu boşuna mı serçe parmağımı incittim?

"Noldu?" dedim Bulut'a dönerek.

"Sana bunları almıştım." deyip elindeki 3 poşeti salladı. 3 POŞET DOLUSU ÇİKOLATALI SÜT!!! Tam bir kardeş ya!! Hemen yataktan fırlayıp boğazına sarıldım. Canım kardeşim benim ya. 

"Dur gız, boğuluyom." deyip benim elime poşetleri tutuşturup odadan çıktı. En çok ihtiyacım olduğunda 3 poşet dolusu çikolatalı süt almış. İçimi mi okudu nedir? Hemen yatağıma kurulup çikolatalı sütlerden birinin ağzını açıp Dilan'ın ne zamandır oku diye bana verdiği kitabı -Senden Önce Ben- okumaya başladım. 

5 Saat Sonra 

'WILL ÖLDÜ!! NASIL ÖLÜR YA?!' diye böğüre böğüre ağlarken yatağımın üstü sıkılmış çikolatalı süt kutularıyla doluydu. 3 POŞET ÇİKOLATALI SÜT? 5 SAAT İÇİNDE? HEPSİ BİTMİŞTİ? İçimde kesin bir ayı var bunun başka bir açıklaması olamaz. VE FAZLASIYLA ÇİŞİM VAR! 3 POŞET LAN BORU MU!! RUN MASAL RUN! RUN TO WC! İşte ben bu ingilizceyle ders verdim bir de.

EVREN ŞOKTA! 

EVREN WEFAT!

EVREN ÖLÜ!

EVREN DIE!!!! 

Lavabodan çıkıp odama giderken Ulaş'ın odasından iniltiye benzer sesler geliyordu. Noluyor lan? Bir kere kapıya vurdum ses vermedi. Tekrar vurdum yine ses vermedi. 'Eee nolursa olsun be! Ben kapıyı vurdum mu vurdum cevap verseymiş!' diyen iç sesime 'Haklısın canımın içi.' deyip odaya daldım. Odaya girmemle çenem yer çekimine yenik düştü. Ulaş resmen yorganla aşk yaşıyordu. Hem de oda bu kadar sıcakken.