Ulaş'tan
"Ulaş yeni parfüm aldım az bir denesene." diyen Kurtuluş'un uzattığı parfümü elime aldım. Fena kokmuyordu. Üzerime sıkıp sıkmamak arasında tereddütteyken söylenmeye başladım.
"Parfüm sıkan erkekleri yapmacık buluyorum biliyorsun! Erkek dediğin kendi kokusunu kullanmalı!"
"Erkek kokusundan bahsettiğin buram buram ter kokusuysa almayayım ben." dedi Kurtuluş da gülerek. Parfümü bir kez daha kokladım. Hoş bir kokusu vardı. Bir kereden bir şey olmaz deyip üzerime biraz sıktım.
"YARILADIN LAN PARFÜMÜ!" diye elimden zorla aldı Kurtuluş parfümü. Kurtuluş parfümü alıp başka bir yere koyacakken telefonum çaldı.
"Kim arıyormuş baksana!" diye seslendim Kurtuluş'a.
"Selim kim lan?" dedi Kurtuluş elinde telefon içeriye girerken.
"Masal'ın peşinde dolanıyordu geçende. Hesabını da kestim gerçi niye arıyor ki?" deyip telefonu elime aldım. Telefonu elime alır almaz o iğrenç kahkahayla karşılaştım tabiki.
"Sen Masal'ın etrafındayım diye benim hesabımı kesersin ama Evren sevgilim deyip dolanıyor ortalıklarda." deyip tekrar gülmesiyle bütün kanım çekildi.
"Ne diyorsun lan sen?" diye bağırdım.
"Sana şimdi bir resim atacağım, nerede olduklarını da atarım inanmazsan kendi gözünle görürsün!" deyip telefonu kapattı. Birkaç dakika içinde bir mesaj geldi. Masal ve Evren yan yana oturuyordu. Sinirlerim son haddine kadar çıkarken bir baktım gönderdiği adrese doğru koşmaya başlamışım. Adrese vardığımda o ayı herifin dediğinin doğru olmasını beklemezdim.
"MASAL!" diye sinirle bağırdım. Arkasını dönüp bana baktığında koluna yapıştığım gibi sürüklemeye başladım.
"Ulaş dur! Evren yaralı görmüyor mu..." diyecekken avazım çıktığı kadar bağırdım.
"BAŞKA ERKEKLERE BAKMA!"
O kadar çok bağırmıştım ki neredeyse nefes almayı bıraktı kız korkudan. Hatta bir ara yaşıyor mu diye yan gözle baktım. En sonunda -neresi olduğunu bilmiyorum ama bacaklarım ağrıdığı için durduğum- rastgele bir yere gelince Masal'ın kolunu bıraktım.
"Noluyor ya?" diye bağırdı Masal.
"Delireceğim! Senden hoşlanıyorum işte kızım! Anlamıyor musun? Basmıyor mu kafan? Niye başka erkekler ile aran bu kadar iyi ki?" diye bağırdım. Bir ara 'Bunu ben mi dedim lan' diye düşünecek olsam da hemen devamını getirip kolundan tuttuğum gibi kendime çektim Masal'ı. Sımsıkı sarılıp sessizce fısıldadım.
"Yetmez mi artık bu kadar oyun ha?" deyip saçından öptüm. Birkaç saniye içinde belime doladığı ellerini hissedince daha da sıkı sarılmaya başladım.
"ÖHÖÖ! ÖHHÖÖÖ!" diye sert bir şekilde öksürdü Masal. Ardından da beni itmeye çalıştı.
"Noluyor Masal? İyi misin?" dedim kollarımı geri çekerek.
"Uzak dur benden!" diye bağırmasıyla afalladım. Lan dengesiz! Daha az önce sarılmıyor muydun be?
"Ne- neden?" dedim kekeleyerek.
"Parfüm mü sıktın?" dedi kısık bir sesle.
"Evet." dedim Masal'a biraz yaklaşarak.
"Uzak dur!" diye tekrar yineledi Masal ve bir adım geriye gitti.
"Parfüme alerjim var! Nefes alamıyorum! UZAK DUR!" demesiyle 'Parfüm sıkacak bugünü mü buldum lan?' diye kendime beddualar yağdırmaya başladım. Ciddi anlamda çok nadir sıktığım parfüm... Bugün... İlk sarılmamız... Alerji! AHH! Delirmemem için bir sebep verin bana!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARKANDAN KOŞAMAM SAÇIM BOZULUR
RomanceElindeki tek şey güzellik olan bir kız... Kızımıza çirkin diyen bir erkek... Kızımız inatçı. Güzel olduğunu kabul ettirmek zorunda ama bilmediği bir şey var. Erkek de aynı oranda inatçı. İnatçı olmasının ise sebebi var... Kızımız güzel olduğunu kabu...