Oooo Kıskançlık Mı? Alırım Bir Dal...

8.7K 420 167
                                    

"HEHEHEHEEE JUST FRIENDS TEMALI!" diye gülen Bulut'un sesiyle birbirimizden ayrılıp Bulut'a baktık. Telefonla fotoğrafımızı çekmişti -ya da video- Ardından da biz kendimize gelene kadar koşarak odasına girip kapısını kilitlemişti. Hemen peşinden gidip kapıyı açmaya çalıştım -kendime de bir anlam veremiyorum madem kilitlediğini görüyorsun neden açmaya çalışıyorsun- 

"Bulut aç kapıyı!" diye bağırdım. 

"Hahahahah olmaaz, yarın ünlü olacaksın Masal!" deyip gülmeye başladı.

"Sil o fotoğrafı!" diye daha yüksek bir sesle bağırdım.

"Video!" diye bağırdı tekrar.

"Evden atılmak istemiyorsan çık dışarı!" diye daha yüksek bağırdım. Çocuğa bak ya ben ilk öpücüğümü -anasınıfındaki ve zorla Ulaş'ı kendime çekmem sayılmaz- alayım çocuk da onu bölsün. Neden dizilerdeki gibi bir hayatım yok benim? Hangi dizide kızla çocuk öpüşürken kardeşi gelip "HEHEHEHEEE JUST FRIENDS TEMALI!" deyip videoya çeker ki? Ya hem sen kardeşsin çaksana bir tane Ulaş'a 'Hem bizde kalıyorsun hem ablamı öpüyorsun!' diye! Bu sırada yanıma doğru gelen Ulaş'ı gördüm. Kapının önünde durup Bulut'a seslendi.

"Sana Dicle'nin numarasını veririm?" dedi. Bulut birden gülmesini kesti.

"Ciddi misin?" dedi ciddi bir ses tonuyla.

"Evet." demesiyle Bulut kapıyı açtı. Ulaş telefonu eline alıp bir şeyler yaptı -herhalde siliyordur-  sonra da Bulut'a geri uzattı. Bulut telefonu almasıyla bağırmaya başladı.

"Telefonumdaki bütün her şeyi silmişsin ama!" 

"Başka yerlere kaydetmediğini nereden bileyim?" diyerek gülmeye başladı. Pes yani çocuktaki akla bak. Ben olsam bir tek videoyu silerim. 

"Dicle'nin numarası nerede?" dedi Bulut merakla. 

"Ver yazayım." deyip telefonu tekrar aldı ve bir şeyler yazdı. Heh dalyan gibi kardeşimi tamamıyla kaptırdım artık şu cadıya! Bulut telefondaki numaraya hayranlıkla baka baka odasına girdikten sonra Ulaş ile ben başbaşa kalmıştık. Şimdi ne olacak? Çocuğun suratına bakmaya cesaretim yok. Yanaklarım da böyle kırmızı kırmızı olmuştur eminim. Kafamı biraz kaldırıp Ulaş'a baktığımda Ulaş'ın da yanaklarının kıpkırmızı olduğunu gördüm. Ne kadar tatlıyız böyle al al yanaklıyız ikimizde. 

"İyi geceler." deyip -ellerini saçlarına koyup utangaç bir şekilde gülümseyerek- odasına doğru yürümeye başladı. Bende hemen kendi odama girdim. Sessiz odaya girince kalp atışlarım da haliyle duyulmaya başladı. Kafamda bildiğin havai fişekler patlıyordu. Hani çizgi filmlerde olur ya kalp çok hızlı atınca fırlayacakmış gibi olur aynen öyleydi. Bir ara dinsin diye elimi kalbimin üstüne doğru tutup geri itmeye çalıştım bile ama yok üstünden kaç saat geçti hala kalbim hızlı hızlı atıyor. Hem biz neyiz şimdi? Ulaş'a sorsam olmaz sormasam çatlayacağım. Zamana bırak Masal en iyisi zamana bırak. Saat 2 olmuş ben hala uyuyamadım. En iyisi Dilan'a mesaj atmak. Henüz uyumamıştır o. En azından sakinleştirir beni. Bu düşüncelerle telefonuma uzanıp Dilan'a mesaj atmaya başladım.

"Dilaaaan!! ULAŞ BENİ ÖPTÜ!! Napıcam? Nasıl davranayım? Çok güzel öpüşüyor. Harbi iyiydi. Gay falan değil bu çocuk ben sana söyleyeyim." diyerek mesajımı yazıp gönder tuşuna bastım. BİR DAKİKA! Neden 'gönderiliyor' yazısının üstünde Ulaş'ın fotoğrafı çıktı? YA! YA! YA! HAYIR! Dilan yerine Denyo'ya -Ulaş'a- mı bastım ben az önce! İPTAL! İPTAL! İPTAL! 

'Mesajınız iletilmiştir...' yazan mesaj rezilliğin dibini sıyırdığımı bana haber veriyordu. Napacağım? Napacağım? En iyisi o görmeden mesajı silmek. Yavaş yavaş odasına doğru yürümeye başladım. Tahmin ettiğim gibi Ulaş Bey fosur fosur uyuyordu. Ben burada heyecandan uyuyamayayım kendi kendimi rezil etmekle uğraşayım beyimiz uyusun. Neyse bunun hesabı sonra sorulur deyip yanında duran telefonu almamla odama girdim ışığı açıp telefonu açtım. ŞİFRE Mİ? Ya bir insan telefonuna neden şifre koyar ki? Allahtan desen şifresi değil de sayı şifresiydi. Zamanım bol 10000000'den başlayıp 99999999'a kadar teker teker deneyebilirim yeterki bu mesajı görmesin. Sırasıyla denemeye başladım. 

ARKANDAN KOŞAMAM SAÇIM BOZULURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin