"Çok kısa bir zamanda Masal ile evleniyoruz buradaki herkesin düğünümüzde de olmasını istiyorum." demesiyle gözlerimi irileştirerek ve tip bir şekilde Ulaş'a bakmaya başladım.
'Ne yapayım bana başka şans vermedin' bakışlarını atmasıyla beraber konuşmaya devam etti.
"MASAL! AL BU SENİN!" dedi elindeki kutuyu bana fırlatarak. Kutu tam olarak avucumun ortasına düştü. Kutuyu açmamla kafam kadar büyüklükte bir taşa sahip olan yüzüğü görmem bir oldu. Kafamı kaldırıp Ulaş'a baktığımda parmağındaki yüzüğü salladığını gördüm. Suratıma zoraki bir gülümseme yapıştırıp Ulaş'a 'Gel yanıma hele!' bakışı attım. Bu bakışı atmamla beraber Ulaş sahneden inip yanıma gelmeye başladı. Yanıma geldiğinde müzik başlamış herkes kendi haline dönmüştü.
"Düş peşime!" dedim sinirli bir sesle. Ardından da kalabalığı yara yara bahçeye çıktık.
"Evlenmek mi! Ne saçmalıyorsun sen? Seni affettim mi ki?" diye bağırmaya başladım. O ise aptalımsı ve insanın sinirini bozacak bir şekilde gülümsüyordu.
"KİME DİYORUM BEN YA!" diye daha fazla bağırdım.
"Neden müstakbel kocana bağırıyorsun, kırılacağım vallahi." dedi Ulaş gülerek.
"Müstakbel mi? Kocam mı? Kafayı mı buldun?" dedim sinirli bir sesle.
"Seni affetmediğimi söyledim değil mi! Beni affetmem için zorlama!" dedim elimdeki yüzük kutusunu Ulaş'ın eline koyarak, arkamı dönüp gidecektim ki kolumdan tutup beni kendine çevirdi. Az önceki aptal gülümsemesi suratından silinmiş, yerini ciddi bir surat ifadesi almıştı.
"Bu yüzük sende kalsın ve biraz düşün, bu yüzüğü taktığın an anlayacağım ki beni affettin, daha fazla affet diye zorlamıyorum seni. Duygularımı yeterince belli ettim sanırım. Evlenmek istiyorum... Seninle." dedi kutuyu elime tutuştururken.
"BU GECENİN YILDIZI BİZ OLMALIYDIK! NE YAPTIĞINI SANIYORSUN SEN!" diye bağırarak bize doğru geliyordu Dilan.
"Gecenin yıldızıymış! Yesinler." dedi Ulaş da gülerek.
"Arkadaşın demiyorum, ben buna dalıyorum Kurtuluş!" dedi Dilan Ulaş'ın üstüne doğru uçarken. Kurtuluş bir hamle ile Dilan'ı hemen geri çekti ve ortalığı yatıştırmaya çalıştı.
"Evlenme teklifi edecek başka gün mü bulamadın lan?" diye tısladı Kurtuluş Ulaş'a.
"Evlenme teklifi mi? Bildiğin düğünüme davet edildim lan!" dedim sinirli bir sesle.
"Neyse içeri geçelim, sonra bu konuyu konuşuruz." dedi Kurtuluş hepimizi içeri sürüklerken. İçeri girmemizle bir şok daha yaşadım. BULUT İLE DİCLE ÖPÜŞÜYOR MU? YOKSA BANA MI ÖYLE GELİYOR? Bugün kesinlikle kalpten gideceğim ben!
"Kardeşime bak be!" dedim gülerek. Ulaş sinir küpü olmuş bir vaziyetteyken Kurtuluş Ulaş'ın kulağına doğru fısıldadı.
"Eğer bir bomba daha patlatırsan atarım seni!" Ama bu laflar Ulaş'a etki etmemiş hala yumrukları sımsıkı duruyordu.
"Bulut'a vurmayı düşünme bile! Yüzüğü elinde bulursun!" dedim sinirle ve telefonumu çıkarıp yanlarına yaklaştım.
"HEHEHEHEHEHHHE JUST FRIENDS TEMALI!" dedim gülerek. Bana dönen bakışlar ile videoyu kaydedip onlara karşı sırıtmaya başladım.
"GÜN İNTİKAM GÜNÜDÜR KARDEŞİM." dedim sırıtarak ve Ulaşların yanına doğru koşmaya başladım. En son Bulut'un 'Evde görüşeceğiz MASAL!' diye bağırdığını duydum. Her ne kadar Ulaş artık eğlenceden -hatta dünyadan- kopmuş gibi gözükse de eğlenceye devam ettik. En sonunda herkesin dağılmasıyla Kurtuluş'un odasına gittik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARKANDAN KOŞAMAM SAÇIM BOZULUR
RomanceElindeki tek şey güzellik olan bir kız... Kızımıza çirkin diyen bir erkek... Kızımız inatçı. Güzel olduğunu kabul ettirmek zorunda ama bilmediği bir şey var. Erkek de aynı oranda inatçı. İnatçı olmasının ise sebebi var... Kızımız güzel olduğunu kabu...
