Sayid bizi mezara götürüp damedin mezarına vardığımızda sametinki ile birlikte bi mezar daha görünce " bu mezar kimin mezarı"diye sorduğumda sayid hiç beklemediğim bi cevap verdi bana bakıp " Fransua" dedi.
İkimizde şaşkın bi ifade ile "fransuamı oda kim " diyince bizi eski yıkık, yer yer sarmaşıklar ile kaplı, heryeri sarmaşıklar ile kaplı bi kulübeye götürüp " işte burası buraya geldiğim zaman burayı buldum içerde çürümeye başlamış yaşlı bi adam cesedi vardı sanırım fırtınanın olduğu gün veya fırtınadan bir gün önce ölmüştü onu gömüp kulübenin kapısının üstündeki fransua görünce isminin fransua olduğunu düşünüp mezar taşı olarak kullandığım parçalanmış kalasa fransua ismini kazıdım"
Sayid bizi kulübenin beş metre ötesinde götürüp bi çitin içinde duran altı atet koyunu gösterince şaşkınlığımızdan soruyu dormadan cevabını verdi "bu koyunları bu yere geldiğimde buldum, nerdeyse açlıktan öleceklerdi hatta üçü ölmüştü bile,onları sürükleye sürükleye çitten dışarı çıkarıp derilerini yüzüp çürümeye başlamış etlerı kuma gömneden tüm koyunları birkaç seferde birsürü ot verdim ve çit içindeki eski bi tencereye su doldurup zar zor onları kurtardım.
Sayid son olarakta bizi kulübeye götürüp orda bulduğu eşyaları gösterdi
-Biri koyunların yanında biride Sayidin bizi çağrmakta kullandığı iki adet eski tencere
-Bir adet oduncu bir adet el baltası
-Sayid de son olarak metal bi kutu getirdi.
Kutuyu açınca icinden bi defter bi kalem bide mürekkep şişesi vardı. Sayid bi eliyle kutuyu tutarken bi eliylede kutudan defteri çıkartıp " bu framsuanın günlüğü içinde, bu adada geçirdiği gunlerin özeti yazıyor"
Yunus ise" Eee ne duruyorsun okusana" diyince sayid defteri tekrar kutuya koyup "mağlesef, günlük tamamen fransızca ve ben fransızca bilmiyorum" diyince yunus kutuyu dayitten alıp günlüğü çıkardı ve " ben fransızca biliyorum " diyince sayid heyecanlanıp "hadi okusana" dediğinde "daha iyi bi fikrim var " diyip günlüğü kutuya geri koyup "sen bugun bizimle birlikte evimize gel ve bizde orada bunu okuyalım" diyine dayitten hiç beklemediğimiz "olmaz" cevabını aldık ve sayid devam etti " bu koyunları burada birakam " diyince yunus biraz düşünüp "peki ozaman birimiz burada koyunlar ile ilgilensin iki kişide bizim orayabiyere bi çit çekip koyunları oraya koyalım ha ne dersin " diyince sayid bunu kabul edip gönüllü bi şekilde burada ben kalmak istediğimi söyledim.
Yunuslar bana erzağımızı bırakıp iki baltayı ve sayidin bizi çağırmakta kullandığı tencereyi alıp gittiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Issız Ada ve üç arkadaş
Adventuremercanlar bitkiler ve bir ada isimleri ömer,yunus va sayid olan bu üç arkadaşın hayatta kalmalarını sağlayan şey ,son umutları bu ada